İnsan Haklarını Koruyacaklara

(1946 yılında Türk halkının hürriyet için şahlandığı zeminde fırsattan istifadeye kalkan komünistlerin, halkın haklı veya haksız itibarını ve hürmetini kazanan şahıs lan paravana olarak kullanma taktiğine müracaatla Mareşal Fevzi Çakmak'ın başkanlığında “İnsan Haklarını Koruma” adıyla bir cemiyet kurmaları karşısında Bekir Berk, hürriyetin düşmanlarıyla hürriyetleri korumak isteyenlerin böyle bir cemiyette bir araya gelmelerindeki tezada işaretle bu hareketin arkasındaki esas maksadı göstermek ve kızıllara alet olma gafletine düşenleri protesto etmek için, sözü geçen cemiyetin açılış toplantısına gitmiş ve Mareşal ve etrafındakilere tevcih ettiği sual salonda fırtına koparmıştır. D.P. İl Başkanı Prof. Kenan Öner'in Bekir Berk'e tevcih ettiği sual ve onun verdiği cevapları dinledikten sonra, ertesi günü istifa etmesine rağmen bir kısım kimselerin bu hareketi C.H.P. nin tesiriyle yapılmış gibi göstermek istemeleri üzerine Bekir Berk onlara gereken cevabı Tanin gazetesinin 26 Kasım 1946 tarihli nüshasında «İnsan Haklarını Koruyacaklara» başlıklı yazısı ile şöyle mukabele etmiştir.)

İç Muhasebe - Av. Bekir Berk

(Mareşal Fevzi Çakmak hadisesi ile ilgili olarak Büyük Doğu mecmuasında 22 Ekim 1946 günü yayınlanan yazı.)

İÇ MUHASEBE

Göçen Mareşal

Evet, bir mareşal böyle göçtü; başka tek kelimemiz yok! O Mareşal ki, bir zamanlar biricik ümidimizdi! Hadise malum; (D.P.)’nin taktika ağına çok ucuz ve çok kolay şekilde düştükten sonra, bir de, mücerret ve gerçekten gülünç bir takım tabir ve dâva maskeleri altında Kızıllara da kapılıvermek ve son prestij mangırına kadar harcanmak. Meğer Mareşalin gönüllerde Mareşal kalması için, evinden ve sükûtun dairesinden dışarıya tek adım atmaması lazımmış!...

Sen Nesin? Av. Bekir Berk

(Sene 1946. İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı mevkiine kurulmuş, CHP'nin iktidara çöreklenmiş olduğu devir... Türkiye açlıktan kıvranmaktadır. Karaborsa her yeri sarmıştır. Gayrimüslimlerin karaborsacılık yapmaları, Müslüman Türk halkını soymaya çalışmaları bir derece normal karşılansa bile bu Müslüman milletin içinden çıkan bir kısım tüccarların aynı şekilde halkı karaborsacılık yoluyla soymakta tereddüt etmemesi karşısında ruhu isyanla dolan bir kişi olarak kalemi eline alan Berk, «Sen Nesin?» diye sormakta; Hukuk Fakültesi birinci sınıfında okuyan bir talebe olarak bu haksızlığa niçin tahammül edemediğini belirtmektedir.)

Men Talebe ve Cedde Vecede

Men Talebe ve Cedde Vecede

Ehl-i dalaletin zilletindendir ittifakları, ehl-i hidayetin izzetindendir ihtilafları. Yani ehl-i gaflet olan ehl-i dünya ve ehl-i dalalet, hak ve hakikata istinad etmedikleri için zaîf ve zelildirler. Tezellül için, kuvvet almaya muhtaçtırlar. Bu ihtiyaçtan, başkasının muavenet ve ittifakına samimî yapışırlar. Hattâ meslekleri dalalet ise de, yine ittifakı muhafaza ederler. Âdeta o haksızlıkta bir hakperestlik, o dalalette bir ihlas, o dinsizlikte dinsizdarane bir taassub ve o nifakta bir vifak yaparlar, muvaffak olurlar. Çünki samimî bir ihlas, şerde dahi olsa neticesiz kalmaz. Evet ihlas ile kim ne isterse Allah verir.

Şu Kâinatta Tasarruf Eden Zâtın Muhit Bir İlmi Vardır

Şu Kâinatta Tasarruf Eden Zâtın Muhit Bir İlmi Vardır (Kader)

Kadere iman, imanın erkânındandır.

Yani: "Her şey, Cenab-ı Hakk'ın takdiriyledir."

Kadere delail-i kat'iyye o kadar çoktur ki, hadd ü hesaba gelmez.

Sözler – 468

(Kader ve cüz'-i ihtiyarî mes’elesi, Mi’rac mes’elesi gibi;)

Herşeyde Rahmet-i İlahiyenin İzini, Özünü, Yüzünü Görüp, Her Şeyde Kemal-i Hikmetini, Cemal-i Adaletini Müşahede (2)

Herşeyde Rahmet-i İlahiyenin İzini, Özünü, Yüzünü Görüp, Her Şeyde Kemal-i Hikmetini, Cemal-i Adaletini Müşahede (2)

Madem, perdelerin birbirine temaşa eder pencereleri var. Ve isimler birbiri içinde görünüyor. Ve şuunat, birbirine bakar. Ve temessülât, birbiri içine girer. Ve unvanlar, birbirini ihsas eder. Ve zuhurat, birbirine benzer. Ve tasarrufat, birbirine yardım edip itmam eder. Ve rububiyetin mütenevvi terbiyeleri, birbirine imdad edip muavenet eder.

Herşeyde Rahmet-i İlahiyenin İzini, Özünü, Yüzünü Görüp, Her Şeyde Kemal-i Hikmetini, Cemal-i Adaletini Müşahede

Herşeyde Rahmet-i İlahiyenin İzini, Özünü, Yüzünü Görüp, Her Şeyde Kemal-i Hikmetini, Cemal-i Adaletini Müşahede (1)

Demek kader ve icad-ı İlahî; mebde' ve münteha, asıl ve fer', illet ve neticeler itibariyle şerden ve kubuhtan ve zulümden münezzehtir.

Sözler - 464


Arkadaş! Tevhid iki çeşit olur:

Birisi âmiyane tevhiddir ki:

"Allah'ın şeriki yok ve bu kâinat Onun mülküdür." der. Bu kısım tevhid sahiblerinin fikirce gaflet ve dalalete düşmeleri korkusu vardır.

İkincisi hakikî tevhiddir ki:

Hadislerde Çocuk Sevgisi

Çocuk, cennet nimetlerinden biridir.

Çocuk kokusu, cennet kokularındandır.

Her ağacın bir meyvesi vardır. Gönüllün meyvesi da çocuktur. 

Çocuklarınızı çok öpün, her öpüşte Cennetteki dereceniz yükselir.

Çocuk sevgisi, Cehennem ateşine karşı perdedir.

Çocuklara iyilik etmek, Sıratı geçmeye sebeptir. Onlarla beraber yiyip içmek, Cehennemden kurtuluştur.

Cennetteki "Sevinç sarayı"na, ancak çocukları sevindirenler girer.

Evladınıza ikram edin, nasıl ana-babanızın sizde hakkı varsa, evladınızın da sizde hakkı vardır.

Çocuksuz bir evin bereketi olmaz

Bu hadisleri bahsettikten sonra konumuza geçelim:

Copyright © 2023 SaidNur.net | Gizlilik | Tüm Hakları Saklıdır.