HULUSİ OK KİMDİR? Hatıraları
Leyle-i Beratın Bir Kandili
Leyle-i Beratın Bir Kandili
Meselâ:
ﻭَﻟﺎَ ﺭَﻃْﺐٍ ﻭَﻟﺎَ ﻳَﺎﺑِﺲٍ ﺍِﻟﺎَّ ﻓِﻰ ﻛِﺘَﺎﺏٍ ﻣُﺒِﻴﻦٍ ٭ ﻭَﻛُﻞَّ ﺷَﻲْﺀٍ ﺍَﺣْﺼَﻴْﻨَﺎﻩُ ﻓِٓﻰ ﺍِﻣَﺎﻡٍ ﻣُﺒِﻴﻦٍ ٭ ﻟﺎَ ﻳَﻌْﺰُﺏُ ﻋَﻨْﻪُ ﻣِﺜْﻘَﺎﻝُ ﺫَﺭَّﺓٍ ﻓِﻰ ﺍﻟﺴَّﻤٰﻮَﺍﺕِ ﻭَﻟﺎَ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽِ ﻭَﻟﺎَٓ ﺍَﺻْﻐَﺮُ ﻣِﻦْ ﺫٰﻟِﻚَ ﻭَﻟﺎَٓ ﺍَﻛْﺒَﺮُ ﺍِﻟﺎَّ ﻓِﻰ ﻛِﺘَﺎﺏٍ ﻣُﺒِﻴﻦٍ
gibi âyetlerin ifade ettikleri ki: "Bütün eşya, bütün ahvaliyle vücuda gelmeden ve geldikten sonra ve gittikten sonra yazılıdır ve yazılır ve yazılıyor." demek olan hakikat-i âliyesine kanaat getirmek için Nakkaş-ı Zülcelal, rûy-i zeminin sahifesinde, her mevsimde, bâhusus baharda değiştirdiği nihayetsiz muntazam mahlukatın fihriste-i vücudlarını, tarihçe-i hayatlarını, desatir-i hareketlerini; çekirdeklerinde, tohumlarında, köklerinde manevî bir surette derc ve muhafaza ettiğini ve zevalden sonra semerelerinde aynen kalem-i kaderiyle, manevî bir tarzda basit tohumcuklarında yazdığını, hattâ her geçici baharda, yaş-kuru ne varsa, mahdud zerrecikler ve kemikler hükmünde olan tohumlarda, ölmüş odunlarda, kemal-i intizam ile muhafaza ettiğini nazar-ı şuhuda gösteriyoruz.
Leyle-i Regaib (En Mergub Meta)
Leyle-i Regaib (En Mergub Meta)
Hem görüyorsun ki; o
zât her günde, o kıymetdar tezyinatın çoğunu tahrib eder. Yeni gelecek
misafirlere, yeni tezyinatı icad eder. Bunu gördükten sonra hiç şübhen kalır mı
ki: Bu yolda bu hanı yapan zâtın daimî pek âlî menzilleri, hem tükenmez, pek
kıymetli hazineleri, hem müstemir, pek büyük bir sehaveti vardır.
Şu handa gösterdiği ikram ile, misafirlerini kendi yanında bulunan şeylere iştihalarını açıyor ve onlara hazırladığı hediyelere rağbetlerini uyandırıyor.
Kar'ı, Pek Bâridane ve Tatsız Telakki Ederler
Kar'ı, Pek Bâridane ve Tatsız Telakki Ederler
ﺭَﺑِّﻰ
ﻭَﺍﺣِﺪٌ Rabbim birdir.
Evet
herkesin bütün saadetleri, bir Rabb-i Rahîm'e olan teslimiyete bağlıdır.
Aksi takdirde pek
çok rablere muhtaç olur. Çünki insan, câmiiyeti itibariyle bütün eşyaya
ihtiyacı ve alâkası vardır. Ve her şeye karşı (hissederek veya etmeyerek)
teessürü elemleri vardır. Bu ise tam cehennem gibi bir halettir.
Fakat erbab tevehhüm edilen esbab yed-i kudretine bir perde olan Rabb-i Vâhid'e teslimiyet, firdevsî bir vaziyettir.
Son Şahitlerden Refet Kavukçu Ağabey Hayatı, Hatıraları
Son Şahitlerden Refet Kavukçu Ağabey Hayatı, Hatıraları
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin son şahitlerinden Erzincan'ın kadim Nur Talebelerinden Refet Kavukçu ağabeyimiz 26.06.2022 çarşamba sabah saatlerinde vefat etmiş.En Esaslı Kuvvetimiz ve Nokta-i İstinadımız, Tesanüddür
En Esaslı Kuvvetimiz ve Nokta-i İstinadımız, Tesanüddür
Uhuvvet için bir düsturu beyan edeceğim ki;
o düsturu
cidden nazara almalısınız.
Hayat,
vahdet ve ittihadın neticesidir.
İmtizaçkârane
ittihad gittiği vakit, manevî hayat da gider.
وَ لَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَ تَذْهَبَ
ر۪يحُكُمْ
işaret ettiği gibi, tesanüd bozulsa cemaatın tadı kaçar.
Bahaneler İcad Ederek Dine Saldırmaktadırlar
Bahaneler İcad Ederek Dine Saldırmaktadırlar
İslâmiyet
güneş gibidir, üflemekle sönmez.
Gündüz
gibidir, göz yummakla gece olmaz.
Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.
İstiğfar Etmemek (Fitne-i Âhirzaman)
İstiğfar Etmemek
(Fitne-i Âhirzaman)
Evet kâinatta hiçbir zîşuur, kâinatın bütün eczası kadar şahidleri bulunan Hâlık-ı Zülcelal'i inkâr edemez. Etse, bütün kâinat onu tekzib edeceği için susar, lâkayd kalır. Fakat ona iman etmek: Kur'an-ı Azîmüşşan'ın ders verdiği gibi, o Hâlık'ı sıfatları ile, isimleri ile umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tövbe ve nedamet etmek iledir.
Şimdi En Esaslı Vazifemiz
Şimdi En Esaslı Vazifemiz
Beşinci Mektub
ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻪُ ﻭَﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻲْﺀٍ
ﺍِﻟﺎَّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ
Silsile-i
Nakşî'nin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbanî (R.A) Mektubat'ında demiş
ki: "Hakaik-i imaniyeden bir mes'elenin inkişafını,
binler ezvak ve mevacid ve keramata tercih ederim."
Hem demiş ki: "Bütün tarîklerin nokta-i müntehası, hakaik-i imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır."
İslâmiyette En Büyük Kebire Olan Riba; Şu Riba Taşını Altından Çeksen, Şu Zalim Medeniyet Kasrı Çökecektir
İslâmiyette En Büyük Kebire Olan Riba (faiz); Şu Riba Taşını Altından Çeksen, Şu Zalim Medeniyet Kasrı Çökecektir
(Bu derstteki bahisler; zahiren tekrar görünse bile hakikatte tekrar değildir;)
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
اتَّقُوا اللّٰهَ وَذَرُوا مَا بَقِىَ مِنَ الرِّبٰٓوا اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ
فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَاْذَنُوا بِحَرْبٍ
مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ۚ وَاِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُؤُ۫سُ اَمْوَالِكُمْۚ لَا تَظْلِمُونَ
وَلَا تُظْلَمُونَ
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman
etmiş iseniz faizden kalanı bırakın.
Bunu
yapmazsanız Allah ve resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin.
Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.” (Bakara Sûresi 278-279)