"Ey sarhoş hamiyet-füruşlar!
Bir asır evvel milliyet asrı olabilirdi. Şu asır unsuriyet asrı değil! Bolşevizm, sosyalizm mes'eleleri istila ediyor; unsuriyet fikrini kırıyor, unsuriyet asrı geçiyor. Ebedî ve daimî olan İslâmiyet milliyeti; muvakkat, dağdağalı unsuriyetle bağlanmaz ve aşılanmaz. Ve aşılamak olsa da; İslâm milliyetini ifsad ettiği gibi, unsuriyet milliyetini dahi ıslah edemez, ibka edemez. Evet muvakkat aşılamakta bir zevk ve bir muvakkat kuvvet görünüyor, fakat pek muvakkat ve akibeti hatarlıdır.
Hem
Türk unsurunda ebedî kabil-i iltiyam olmamak suretinde bir inşikak çıkacak. O vakit milletin kuvveti, bir şık, bir şıkkın kuvvetini kırdığı için, hiçe inecek. İki dağ birbirine karşı bir mizanın iki gözünde bulunsa; bir batman kuvvet, o iki kuvvet ile oynayabilir; yukarı kaldırır, aşağı indirir." Mektubat - Yirmidokuzuncu Mektub - İşarat-ı Seb'a)
Yukarıda işaret edilen Türkçülük fikri ve haretleriyle sair milletlerin ırkçılık hissiyatını tahrik ederek kabil-i iltiyam olmayacak bir surette bir inşikak (bölünme) olacağına ve sonu hatarlı olacağına dikkat çeken ve ikaz eden Bediüzzaman Hazretleri, birinci Büyük Millet Meclisinde neşrettiği beyannamesinde; inşikak-ı asâ, yani bölünme tehlikesinden de bahisle, aynı manayı te'yid eden şu ihtarı görüyoruz: