Ramazan-ı Şerif, Kur'an-ı Hakîm'in En Mühim Zaman-ı Nüzulü

Ramazan-ı Şerif, Kur'an-ı Hakîm'in En Mühim Zaman-ı Nüzulü

Birinci Nükte:

Ramazan-ı Şerifteki savm, İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin birincilerindendir. Hem şeair-i İslâmiyenin a'zamlarındandır.

İşte Ramazan-ı Şerifteki orucun çok hikmetleri; hem Cenab-ı Hakk'ın rububiyetine, hem insanın hayat-ı içtimaiyesine, hem hayat-ı şahsiyesine, hem nefsin terbiyesine, hem niam-ı İlahiyenin şükrüne bakar hikmetleri var.

Cenab-ı Hakk'ın rububiyeti noktasında orucun çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:

Ramazan-ı Şerifteki Orucun Hikmetleri

Ramazan-ı Şerifteki Orucun Hikmetlerinden

Nefs-i insaniye gafletle kendini unutuyor.

Mahiyetindeki hadsiz aczi, nihayetsiz fakrı, gayet derecedeki kusurunu göremez ve görmek istemez.

Hem ne kadar zaîf ve zevale maruz ve musibetlere hedef bulunduğunu ve çabuk bozulur dağılır et ve kemikten ibaret olduğunu düşünmez. Âdeta polattan bir vücudu var gibi, lâyemutane kendini ebedî tahayyül eder gibi dünyaya saldırır.

Şedid bir hırs ve tama' ile ve şiddetli alâka ve muhabbet ile dünyaya atılır.

Her lezzetli ve menfaatli şeylere bağlanır.

Hem kendini kemal-i şefkatle terbiye eden Hâlıkını unutur.

Hem netice-i hayatını ve hayat-ı uhreviyesini düşünmez; ahlâk-ı seyyie içinde yuvarlanır.

Şekva Ona Olmalı, Ondan Olmamalı

Şekva Ona Olmalı, Ondan Olmamalı
 

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Bu dünyanın hayatı pek çabuk değişmesine ve zevaline ve fena ve fâni, âkıbetsiz lezzetlerine ve firak ve iftirak tokatlarına karşı bir ehemmiyetli medar-ı teselli ise, samimî dostlar ile görüşmektir. Evet bazan bir tek dostunu bir-iki saat görmek için, yirmi gün yol gider ve yüz lirayı sarfeder.

Şimdi bu acib, dostsuz zamanda samimî kırk-elli dostunu birden bir-iki ay görmek ve Allah için sohbet etmek ve hakikî bir teselli alıp vermek; elbette başımıza gelen bu meşakkatler ve zayiat-ı maliye ona karşı pek ucuz düşer, ehemmiyeti kalmaz.

Manevî Yağmur Rahmet

Manevî Yağmur

İ'lem Eyyühel-Aziz!

Hiçbir insanın Cenab-ı Hakk'a karşı hakk-ı itirazı yoktur ve şekva ve şikayete de haddi yoktur. Çünki şikayet eden ferdin hilaf-ı hevesini iktiza eden nizam-ı âlemde binlerce hikmet vardır.

O ferdi irza etmekte, o bin hikmetin iğdabı vardır. Bir ferdi razı etmek için, bin hikmet feda edilemez.

ﻭَ ﻟَﻮِ ﺍﺗَّﺒَﻊَ ﺍﻟْﺤَﻖُّ ﺍَﻫْﻮَٓﺍﺀَﻫُﻢْ ﻟَﻔَﺴَﺪَﺕِ ﺍﻟﺴَّﻤٰﻮَﺍﺕُ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽُ

Eğer her ferdin keyfine göre hareket edilirse, dünyanın nizam ve intizamı fesada gider.

Ey müteşekki! Sen nesin? Neye binaen itiraz ediyorsun? Cüz'î hevesini külliyat-ı kâinata mühendis mi yapıyorsun?

Reşha | Mi'rac Risalesi

Reşha

Hem şu herşeyi doğrudan doğruya Cenab-ı Hak'tan bilir, esbabı bir perde telakki eder fakir adam, o da "Reşha" olsun.

Öyle bir "Reşha" ki, kendi zâtında fakirdir. Hiçbir şeyi yok ki, ona dayanıp "Zühre" gibi kendine güvensin. Hiçbir rengi yok ki, onunla görünsün. Başka şeyleri de tanımıyor ki, ona teveccüh etsin.

Hâlis bir safveti var ki, doğrudan doğruya Güneş'in timsalini gözbebeğinde saklıyor.

Bu Zelzele, Onlar Hakkında Ayn-ı Gazab İçinde Bir Rahmettir

Bu Zelzele, Onlar Hakkında Ayn-ı Gazab İçinde Bir Rahmettir

İ'lem Eyyühel-Aziz!

Dünyada sana ait çok emirler vardır. Amma ne mahiyetlerinden ve ne âkıbetlerinden haberin olmuyor.

Biri, ceseddir. Evet cesedin genç iken latîf, zarif ve güzel gül çiçeğine benzerse de, ihtiyarlığında kuru ve uyuşmuş kış çiçeğine benzer ve tahavvül eder.

Biri de, hayat ve hayvaniyettir. Bunun da sonu ölüm ve zevaldir.

Zelzele: Nev'-i İnsanı Uyandırmak ve Dehşetli Tuğyanından Vazgeçirmek ve Tanımak İstemedikleri Kâinat Sultanını Tanıttırmak İçin

Zelzele: 
Nev'-i İnsanı Uyandırmak ve Dehşetli Tuğyanından Vazgeçirmek ve Tanımak İstemedikleri Kâinat Sultanını Tanıttırmak İçin 

Bugünlerde hastalığım itibariyle kışın pek şiddetli hiddetine tahammül edemedim. Çok tecrübelerimle, umumî bir hatanın neticesinde hava ile zemin zelzele ile ve fırtına ile gazab-ı İlahîyi haber vermek nevinden hiddet ediyorlar gibi âdete muhalif bir vaziyet gösterdiler.

Ben de bundan bir manevî fırtınaya alâmet hissettim. Kalbime geldi ki: "Acaba yine İslâmiyet ve hakaik-i imaniye zararına bir hata-yı umumî mi meydana geldi?"

Yaratan ALLAH'tır | Deizm 1

Deizm-1 (YARATAN ALLAH’TIR)
 

(Allah kainatı bir fabrika olarak yaratıp, hâşâ bırakmamıştır;)

Esbaba tapanların ve tabiatperestlerin cehaletlerine bu misal ile bak. Meselâ: "Bir zât hârika bir fabrikanın veya acib bir saatin veya muhteşem bir sarayın veya mükemmel bir kitabın gayet muntazam bir surette eczalarını, çarklarını fevkalâde san'atıyla hazır ettikten sonra, kendisi kolayca o eczaları terkib edip işletmeyerek, belki çok uzun masraflarla o eczaları kendi kendine işlemek ve o usta yerine fabrikayı, sarayı, saati yapmak, kitabı yazmak için herbir cüz'ü, herbir çarkı, hattâ kâğıdı, kalemi birer hârika makine hükmüne getiriyor. Ve teşhirini çok istediği bütün hünerlerini, kemalâtını izhara vesile olan o üstadlığını ve san'atını onlara havale ediyor." diye zannetmek, ne derece akıldan uzak ve cehalet olduğunu anlarsın!

Çanakkale Savaşında Kurşun İsabet Alan Gazi, Kendi Anlatıyor | Hulusi Yahyagil

Şimdi bu hoş değil ama yine söyleyeceğim.

Çanakkale muharebesinde Anafartalar cephesinde bak kurşun buradan girmiştir, biraz yukardan gitseydi gözüm giderdi.

Peki, kurşun ağızımın içinden geçmiş alt çene kemiğini parçalamadan, çektirdiğim bir dişin boşluğundan geçmiş, ondan sonra köprücük kemiğinin yarısını götürmüş, koltuğumun altından çıkmış.

Cazibedar, Sefihane ve Sarhoşane Şaşaalı bir Eğlence

Cazibedar, Sefihane ve Sarhoşane Şaşaalı bir Eğlence

(Dinsizliğe Yer İhzar Etmek)

Evet günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.

Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.

Copyright © 2023 SaidNur.net | Gizlilik | Tüm Hakları Saklıdır.