Bismillahirrahmanirrahîm

Bismillahirrahmanirrahîm
Bir tek âyet iken yüz ondört defa tekerrür eden "Bismillahirrahmanirrahîm" cümlesi;

Arşı ferşle bağlayan ve kâinatı ışıklandıran ve her dakika herkes ona muhtaç olan öyle bir hakikattır ki, milyonlar defa tekrar edilse yine ihtiyaç var.

Değil yalnız ekmek gibi her gün, belki hava ve ziya gibi her dakika ona ihtiyaç ve iştiyak vardır.

Risâle-i Nur’a İştiyak Gösteren Gençler ve Çocuklar..

Risale-i Nur'a herkesten ziyade iştiyak gösteren, masum gençler ve çocuklardır.

Binler nümunesinden bir nümunesi şudur:

Bir zaman, Bolvadin Kazasından geçerken, Üstadın geldiğini gören ilk ve orta mekteb talebeleri, bilâ-istisna hepsi mektebin bahçesinden çıkarak arabanın etrafını alıp selâm veriyorlardı; ve lisan-ı halleriyle "Hoş geldiniz" diyerek tebriklerini ve minnetdarlıklarını takdim ediyorlardı.

Rahmetin Vesilesi SALAVATtır..

Nebiyy-i Zîşan'ın (A.S.M.) Makam-ı Mahmud'u İlahî bir maide ve Rabbanî bir sofra hükmündedir. Evet tevzi' edilen lütuflar, feyizler, nimetler o sofradan akıyor. Resul-i Zîşan'a (A.S.M.) okunan salavat-ı şerife, o sofraya edilen davete icabettir.

Ve keza salavat-ı şerifeyi getiren adam Zât-ı Peygamberîyi (A.S.M.) bir sıfatla tavsif ettiği zaman, o sıfatın nereye taalluk ettiğini düşünsün ki, tekrar be tekrar salavat getirmeye müşevviki olsun. (Mesnevi-i Nuriye  Hubab)

Ey hadsiz acz ve nihayetsiz fakr içinde yuvarlanan bîçare insan!
Rahmet ne kadar kıymetdar bir vesile ve ne kadar makbul bir şefaatçi olduğunu bununla anla ki:

Çok Mübarek ve Çok Sevablı ibadet Ayları Olan Şuhur-u Selâse

ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻪُ

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Bugün manevî bir ihtarla sizin hesabınıza bir telaş, bir hüzün bana geldi. Çabuk çıkmak isteyen ve derd-i maişet için endişe eden kardeşlerimizin hakikaten beni müteellim ve mahzun ettiği aynı dakikada bir mübarek hatıra ile bir hakikat ve bir müjde kalbe geldi ki:
Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevablı ibadet ayları olan şuhur-u selâse gelecek.

Nurcuların Siyasetle Alâkaları Yoktur

Nur Risalelerinin ve Nurcuların siyasetle alâkaları yok ve Risale-i Nur, rıza-i İlahîden başka hiçbir şeye âlet edilmediğinden, mümkün olduğu kadar Risale-i Nur'un mensubları, içtimaî ve siyasî cereyanlara karışmak istemiyorlar. Yalnız Sebilürreşad, Doğu gibi mücahidler iman hakikatlarını ehl-i dalaletin tecavüzatından muhafazaya çalıştıkları için, ruh u canımızla onları takdir ve tahsin edip onlarla dostuz ve kardeşiz, fakat siyaset noktasında değil. Çünki iman dersi için gelenlere tarafgirlik nazarıyla bakılmaz. Dost düşman derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirliği, bu manayı zedeler. İhlas kırılır. Onun içindir ki, Nurcular emsalsiz işkencelere ve sıkıntılara tahammül edip Nur'u hiçbir şeye âlet etmediler. Siyaset topuzuna el atmadılar. Hem Nur Risaleleri küfr-ü mutlakı kırdığı için, küfr-ü mutlakın altındaki anarşiliği ve üstündeki istibdad-ı mutlakı kırdığı cihetle, bir nevi siyasete teması var tevehhüm edilmiş.. (Emirdağ Lahikası-II - 36)

Biz Nur Talebeleri, kat'iyyen siyasetle iştigal etmeyiz. Bizim yegâne emelimiz, memlekette din hürriyetinin hakikî surette temini, dine ve din ehline ve Kur'an ehli olan Nurculara karşı çeyrek asırdan beri devam eden zulüm ve tazyikin tamamıyla bertaraf olmasıdır. (Tarihçe-i Hayat - 639 / Demokrat kardeşlere tavsiye)

Risale-i Nur Dünya İşlerine Âlet Olamaz

RİSALE-İ NUR KÜLLİYAT'INDAN BİR VECİZE

Risale-i Nur dünya işlerine âlet olamaz, dünya işlerine siper edilmez.

Çünkü, ehemmiyetli bir ibadet-i tefekküriye olduğu cihetle, dünyevî maksatlar onunla kasten istenilmez.

İstenilse, ihlas kırılır, o ehemmiyetli ibadet şekli değişir.

Bediüzzaman Said Nursî
(Risale-i Nur) Kastamonu Lâhikası | Tahlil

Said-i Nursi Dün Sabah Urfa'da Vefat Etti


Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri vefatını o zamanın gazeteleri manşetlerine böyle taşıdı.

Sungur Abiden Said Nursi'nin Vefatyıldönümü Mesajı



Üstad daha vefat etmemiş ki..
Hala yaşıyor.. Risale-i Nur hala yayılıyor..

Daha ispanyolca tercüme olmadı daha.. 400 milyon Müslüman var ispanyolca konuşan var Amerikada..
Onlarda istifade edecek ondan sonra.. Daha sonra.. Daha tamamlanmadı..

Üstad hayattadır.. Hayatta gibidir manen..
(Mustafa Sungur)


Ölümüm, Hayatımdan Çok Dine Hizmet Edecek!

Ben rahmet-i İlâhî’den ümit ederim ki, mevtim, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek.

Ey din ve âhiretini dünyaya satan bedbahtlar! Yaşamanızı isterseniz bana ilişmeyiniz. İlişseniz, intikamım muzaaf bir sûrette sizden alınacağını biliniz, titreyiniz!

Ben rahmet-i İlâhî’den ümit ederim ki, mevtim, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek ve ölümüm başınızda bomba gibi patlayıp başınızı dağıtacak! Cesaretiniz varsa ilişiniz! Yapacağınız varsa göreceğiniz de var.

Said Nursi'nin Dilinden 'BEDiüZZAMAN'

Hürriyet ilânını, Birinci Harb-i Umumîyi, mütareke zamanlarını, Millî Hükûmetin ilk teşekkülünü ve Cumhuriyet zamanını birden derkeden bütün hükûmet ricali, beni pek iyi tanırlar. Bununla beraber, müsaadenizle hayatıma bir sinema şeridi gibi sizinle beraber göz gezdirelim.

Gençlik Ni'metini İstikamette Sarfetmek

Gençlik Rehberi'nde izah edildiği gibi; gençlik hiç şübhe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata -istikamet dairesinde- sarfetse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semavî fermanlar müjde veriyorlar.

Said Nursi Hazretlerinin İfadesiyle Hapishane Günleri

Madem ki, nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said feda olsun. Yirmisekiz sene çektiğim eza ve cefalar ve maruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helâl ettim.
Madem ki, nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said feda olsun. Yirmisekiz sene çektiğim eza ve cefalar ve maruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helâl ettim.

Hapishane günlerini ve o zamanın acı hatıralarını Bediüzzaman şöyle anlatmaktadır:

Kendi Sözünün Haklı Çıktığına Sevinen, İnsafsızdır

Ehl-i hak ve hakikatın ihtilaf ve rekabetleri, kıskançlıktan ve hırs-ı dünyadan gelmediği gibi; ehl-i dünyanın ve ehl-i gafletin ittifakları dahi, civanmerdlikten ve ulüvv-ü cenabdan değildir.

Belki ehl-i hakikat, hakikattan gelen ulüvv-ü cenab ve ulüvv-ü himmet ve tarîk-ı hakta memduh olan müsabakayı tam muhafaza edemediklerinden ve nâehillerin girmesi yüzünden bir derece sû'-i istimal ettiklerinden; rekabetkârane ihtilafa düşüp hem kendine, hem cemaat-ı İslâmiyeye ehemmiyetli zarar olmuş. Ehl-i gaflet ve ehl-i dalalet ise, meftun oldukları menfaatlerini kaçırmamak ve menfaat için perestiş ettikleri reislerini ve arkadaşlarını küstürmemek için, zilletlerinden ve nâmerdliklerinden, hamiyetsizliklerinden; mutlak arkadaşlarıyla, hattâ denî ve hain ve muzır olsalar dahi, hâlisane ittihad.. hem menfaat etrafında toplanan ne şekilde olursa olsun şerikleriyle samimane ittifak ederler. Samimiyet neticesi olarak istifade ederler.

Nur Talebeleri Asayişçidirler

Said Nursi'nin o kadar takib, tevkif, muhakeme, hapis, zindan, sürgün, tecrid, zehirlenme, i'dam sehpaları ve daha akl u hayale gelmeyen nice bin zulüm ve işkencelere karşı tahammülü ve maddî kuvvetle ve menfî cihette mukabele etmemesinin hikmeti nedir?

PUT KIRMAK POT KIRMAK Meselesinin Belgelerle Izahı

Bediüzzaman Hazretleri’nin de arzusu olan “Risale-i Nurlar’ın devlet eliyle basılması” müjdesini, malum medya önceleri “Risaleler yasaklanıyor” şeklinde ilan etmişti.

Hayır, Devlet Risaleleri yasaklamıyor, bilakis tahrifat ve sadeleştirmeye karşı koruma altına alıyordu. Bu sefer “Devlet Risaleleri tekeline alınıyor” denildi. Hayır; Devlet Risaleleri tekeline değil; himayesine alıyordu. Hem Diyanet, hem de -aslına sadık kalmak şartıyla- isteyen herkes neşredebilecekti. Şimdi de “Diyanet Risaleleri tahrif ediyor” şeklinde cerbezeye başlandı.

Namaz Tesbihatının Fazileti

Namaz Tesbihatının Faziletine ait Isparta'ya gönderilen bir mektubdur

Bugünlerde ince bir mes'ele kalbime geldi. Vaktinde kaleme alamadım. Vakit geçtikten sonra o ehemmiyetli hakikate bir işaret ederiz:

Kardeşlerimizden birisinin namaz tesbihatında tekâsülüne binaen dedim:

Risale-i Nur Android Mobil Uygulaması

Bu uygulama Rnk Neşriyat tarafından hazırlanmış olup değerli kardeşlerimizin hizmetine ücretsiz olarak sunulmuştur.

Android mobil uygulamasını ücretsiz indirmek için..

İman Hizmetinin Kıymet Ve Ehemmiyeti!


Kardeşlerim!
Risale-i Nur hizmeti bizi bencillikten ve beni ısırmayan yılan bin yıl yaşasın gibi insanlıkla bağdaşmayan sözlerden uzak tutar. Hatta Nur talebesinin birinci vazifesi başta kendisinin imanını, sonra başkasının imanını kurtarmak bilir.

Neden, Îmanın Bir Şartını İnkâr Eden Kâfir Olur, Kabul Etmeyen İslâmiyetten Çıkar?


Elcevab:
İman altı rüknünden çıkan öyle bir vahdanî hakikattır ki, tefrik kabul etmez. Ve öyle bir küllîdir ki, tecezzi kaldırmaz. Ve öyle bir külldür ki kabil-i inkısam olmazlar. Çünki herbir rükn-ü imanî, kendini isbat eden hüccetleriyle sair erkân-ı imaniyeyi isbat eder. Herbiri herbirisine gayet kuvvetli bir hüccet-i a'zam olur. Öyle ise bütün erkânı, bütün delilleriyle sarsmayan bir fikr-i bâtıl, hakikat nazarında bir tek rüknü, belki bir hakikatı ibtal edip inkâr edemez. Belki adem-i kabul perdesi altında gözünü kapamakla, bir küfr-ü inadî yapabilir. Gitgide küfr-ü mutlaka düşer, insaniyeti mahvolur. Hem maddî, hem manevî Cehennem'e gider. İşte biz bu makamda, gayet muhtasar işaretlerle ve Meyve Risalesi'nde haşrin isbatında, sair erkân-ı imaniye haşri de isbat ettiklerini kısacık hülâsalarla beyanı gibi, bu makamda dahi mücmel fezleke ve muhtasar hülâsalarla -Cenab-ı Hakk'ın inayetiyle- bu nükte-i a'zam altı noktada beyan edilecek.

Copyright © 2023 SaidNur.net | Gizlilik | Tüm Hakları Saklıdır.