Abdülhamid Efendi (Bediüzzaman'ın naaşını yıkayan zat)
Abdülkadir BADILLI anlatıyor:
Hazret-i Üstad'ın mübarek cenazesini yıkamak şerefine nail olmuş olan Molla Abdülhamid Efendi, aslen Erzurumlu olup, Birinci Cihan Harbinde muhaceretle Urfa'ya gelmiş. İlk geldiğinde çok genç imiş. Memleketteki medrese tahsili yarıda kalmış. Urfa'ya geldikten sonra, Urfa'lı meşhur Buluntu Abdurrahman Hocadan tahsilini tamamlamıştır.
Bu zat Urfa da herkesçe sevilen ve hürmet edilen ehl-i takva muhterem bir âlimdi. Molla Abdülhamid Efendi, Hazret-i Üstad'a çok muhabbet besliyen ve Üstad'ın Urfa'daki talebelerine şefkatle kucak açan ve himaye eden bir zattı. Sağlığında Üstad Hazretlerine birçok Arapça mektuplar yazdı. Kendisi Cizreli meşhur Şeyh Seyda Hazretlerinin halifesi iken, Hazret-i Üstad'ın Risale-i Nur mesleğini benimsedi ve yalnız Hazret-i Üstad'ın vird edindiği dualarını okuyordu. Hazret-i Üstad'ın Urfa'ya gelişi ve vefatıyla ilgili rüyası ve hatırası da şöyledir: (Molla Abdülhamid bu rüyasını birçok defalar, hatta her görüştüğümüzde bize anlatırdı.)
"Ben her sene Ramazanın yirmisinden sonra bir cami de i'tikafa girerdim. O sene yine Kadıoğlu camiinde i'tikafda idim. Hazret-i Üstad'ın Urfa'ya geldiği günde bana haber verdiler. Fakat ben i'tikafta olduğum için, Şafiî mezhebinde 'Çok zarurî bir sebeb bulunmazsa i'tikafdan çıkılmaz.' diye çıkma fetvası olmadığı için, çıkamadım. Amma çok üzgündüm. Birinci günü öyle geçti. İkinci gün kuşluk vakti oldu. Ben Üstadı görmeye ve ziyaret etmeye çok çırpınıyor ve can atıyorum. Fakat itikafdan da çıkamıyorum."
"Ben her sene Ramazanın yirmisinden sonra bir cami de i'tikafa girerdim. O sene yine Kadıoğlu camiinde i'tikafda idim. Hazret-i Üstad'ın Urfa'ya geldiği günde bana haber verdiler. Fakat ben i'tikafta olduğum için, Şafiî mezhebinde 'Çok zarurî bir sebeb bulunmazsa i'tikafdan çıkılmaz.' diye çıkma fetvası olmadığı için, çıkamadım. Amma çok üzgündüm. Birinci günü öyle geçti. İkinci gün kuşluk vakti oldu. Ben Üstadı görmeye ve ziyaret etmeye çok çırpınıyor ve can atıyorum. Fakat itikafdan da çıkamıyorum."
"İki rek'at Duha namazını kıldım ve biraz yattım. Rüyamda Üstadı gördüm kendisine: 'Seyda, ben i'tikafdayım, çıkamadım, ziyaretinize gelemedim.' dedim. Üstad mütebessim bir çehre ile bana Arapça olarak: 'Fihi vechün.' dedi. Başka bir şey demedi. Bunun Türkçesi: 'Bir yolu, bir fetvası vardır.' demektir. Uyandım, düşündüm; rüya olduğu için, rüya ile şer'î meseleler noktasından amel edilmediği için, yine çıkmaya cesaret edemedim. Hem Üstad Urfa'da çok kalacak zannediyorduk. O gün de çıkamadım ve akşam oldu. O gecenin sabahında Üstad'ın talebeleri gelip beni aldılar. Üstad'ın yanına götürdüler. Fakat eyvah Üstad'ı vefat etmiş buldum. Üstad'ın talebeleri vefatından şüphelenerek gelip bana haber vermişlerdi. Tabii artık gittiğimde her şey bitmişti."
(Ulemanın Gözüyle Bediüzzaman)
(Ulemanın Gözüyle Bediüzzaman)