Son Şahitlerden Refet Kavukçu Ağabey Hayatı, Hatıraları
En Esaslı Kuvvetimiz ve Nokta-i İstinadımız, Tesanüddür
En Esaslı Kuvvetimiz ve Nokta-i İstinadımız, Tesanüddür
Uhuvvet için bir düsturu beyan edeceğim ki;
o düsturu
cidden nazara almalısınız.
Hayat,
vahdet ve ittihadın neticesidir.
İmtizaçkârane
ittihad gittiği vakit, manevî hayat da gider.
وَ لَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَ تَذْهَبَ
ر۪يحُكُمْ
işaret ettiği gibi, tesanüd bozulsa cemaatın tadı kaçar.
Bahaneler İcad Ederek Dine Saldırmaktadırlar
Bahaneler İcad Ederek Dine Saldırmaktadırlar
İslâmiyet
güneş gibidir, üflemekle sönmez.
Gündüz
gibidir, göz yummakla gece olmaz.
Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.
İstiğfar Etmemek (Fitne-i Âhirzaman)
İstiğfar Etmemek
(Fitne-i Âhirzaman)
Evet kâinatta hiçbir zîşuur, kâinatın bütün eczası kadar şahidleri bulunan Hâlık-ı Zülcelal'i inkâr edemez. Etse, bütün kâinat onu tekzib edeceği için susar, lâkayd kalır. Fakat ona iman etmek: Kur'an-ı Azîmüşşan'ın ders verdiği gibi, o Hâlık'ı sıfatları ile, isimleri ile umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tövbe ve nedamet etmek iledir.
Şimdi En Esaslı Vazifemiz
Şimdi En Esaslı Vazifemiz
Beşinci Mektub
ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻪُ ﻭَﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻲْﺀٍ
ﺍِﻟﺎَّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ
Silsile-i
Nakşî'nin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbanî (R.A) Mektubat'ında demiş
ki: "Hakaik-i imaniyeden bir mes'elenin inkişafını,
binler ezvak ve mevacid ve keramata tercih ederim."
Hem demiş ki: "Bütün tarîklerin nokta-i müntehası, hakaik-i imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır."
İslâmiyette En Büyük Kebire Olan Riba; Şu Riba Taşını Altından Çeksen, Şu Zalim Medeniyet Kasrı Çökecektir
İslâmiyette En Büyük Kebire Olan Riba (faiz); Şu Riba Taşını Altından Çeksen, Şu Zalim Medeniyet Kasrı Çökecektir
(Bu derstteki bahisler; zahiren tekrar görünse bile hakikatte tekrar değildir;)
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
اتَّقُوا اللّٰهَ وَذَرُوا مَا بَقِىَ مِنَ الرِّبٰٓوا اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ
فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَاْذَنُوا بِحَرْبٍ
مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ۚ وَاِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُؤُ۫سُ اَمْوَالِكُمْۚ لَا تَظْلِمُونَ
وَلَا تُظْلَمُونَ
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman
etmiş iseniz faizden kalanı bırakın.
Bunu
yapmazsanız Allah ve resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin.
Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.” (Bakara Sûresi 278-279)
Hassalarını Topla, Çekirdeğini Ağaç Yap
Hassalarını Topla, Çekirdeğini Ağaç Yap
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Onuncu Şuâ namında, yazdığınız Fihriste'nin İkinci kısmı bana şöyle kuvvetli bir ümid verdi ki: Risale-i Nur benim gibi âciz ve ihtiyar ve zayıf bir bîçareye bedel, genç, kuvvetli çok Said'leri içinizde bulmuş ve bulacak. Onun için bundan sonra Risale-i Nur'un tekmil ve izahı ve haşiyelerle beyanı ve isbatı size tevdi' edilmiş tahmin ediyorum. Bir emaresi de şudur ki; bu sene çok defa ihtar edilen hakikatleri kaydetmek için teşebbüs ettim ise de çalıştırılamadım.
Cemal-i Zât, Cemal-i Esma, Cemal-i San'at, Cemal-i Masnuat Dahi, O Âyine-i Ahmediyede Görülür, Gösterilir
Mir'at-ı Muhammed'den Allah Görünür DAİM, Cemal-i ZÂT, Cemal-i Esma, Cemal-i San'at, Cemal-i Masnuat Dahi, O Âyine-i Ahmediyede GÖRÜLÜR, GÖSTERİLİR
Âyinedir bu âlem,
her şey Hak ile kaim
Mir'at-ı
Muhammed'den Allah görünür daim.
Barla - 67
Şu sırr-ı gamızın
esası akrebiyet-i İlahiyenin inkişafıdır.
Meselâ: Güneş
bize yakındır; çünki ziyası, harareti ve misali âyinemizde ve elimizdedir.
Fakat biz ondan uzağız.
Mevlid-i Nebevî | Mevlid Kandili
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın doğumu hengâmında vücuda gelen hâdiseler
ÜÇÜNCÜ KISIM
Hem bi'setten evvel bazı hâdiseler var ki, doğrudan doğruya birer mu'cizesidir. Bunlar çoktur. Numune olarak, meşhur olmuş ve eimme-i hadîs kabul etmiş ve sıhhatleri tahakkuk etmiş birkaç numuneyi zikredeceğiz:
Hayatımı, Hakaik-i İmaniye ve Kur'aniyeye Hasr ve Vakfetmişim
Hayatımı, Hakaik-i İmaniye ve Kur'aniyeye Hasr ve Vakfetmişim
Kardeşlerim!
Maatteessüf başımıza gelen bir şefkat tokatını, iki-üç gündür kat'î bir kanaatla anladım. Hattâ ehl-i isyan hakkında gelen bir âyetin çok işaratından bir işareti bize bakıyor gibi fehmettim. O da şudur: