Hutbe-i Şamiye | Bediüzzaman'ın Cami-i Emevî’de Okuduğu Hutbe

HUTBE-İ ŞAMİYE

Risale-i Nur Külliyatı’ndan
HUTBE-İ ŞAMİYE

Müellifi

Bedîüzzaman Said Nursî


Bu Hutbe-i Şamiye eseri, Üstad Bedîüzzaman Said Nursî Hazretlerinin otuz beş yaşında iken Şam’da, Şam ulemasının ısrarı üzerine Cami-i Emevî’de îrad ettiği bir hutbedir. Çok büyük bir ehemmiyeti haiz olması hasebiyle o zaman Şam’da bir hafta içinde iki defa tabedilmiştir. Bilâhare müellif Bedîüzzaman Said Nursî tarafından tercümesi neşredilmiştir.

Bedîüzzaman Said Nursî Hayat Kronolojisi 1877-1960

Bedîüzzaman Said Nursî Hayat Kronolojisi 1877-1960

1877 (Doğumu)

Bedîüzzaman Said Nursî

(Rumî 1293) tarihinde Bitlis vilayetine bağlı Hizan kazasının İsparit nahiyesinin Nurs köyünde doğmuştur. Babasının adı Mirza, anasının adı Nuriye’dir.

1886 (İlim Tahsili)

Bediüzzaman Said Nursi Vefatında Tereke Hakimliğinin Tespit Ettiği Eşyalar Listesi

"Urfa: 23 Mart 1960
Hakim: Özdemir Türker
Katip: İbrahim Dedeşah

Tereke hakimliğinin müteveffa Said Nursi'nin odasında tespit ettiği eşyaların listesi:

Mustafa Sungur Ağabey Said Nursi Hazretlerinin Vefatı Mesajı



Üstad daha vefat etmemiş ki..
Hala yaşıyor.. Risale-i Nur hala yayılıyor..

Daha ispanyolca tercüme olmadı daha.. 400 milyon Müslüman var ispanyolca konuşan var Amerikada..
Onlarda istifade edecek ondan sonra.. Daha sonra.. Daha tamamlanmadı..

Üstad hayattadır.. Hayatta gibidir manen..
(Mustafa Sungur)

Bediüzzaman; Cumhuriyet Bayramı

Üçüncü Mes'ele

Gençlik Rehberi'nde izahı bulunan ibretli bir hâdisenin hülâsası şudur:
Bir zaman, Eskişehir hapishanesinin penceresinde bir cumhuriyet bayramında oturmuştum. Karşısındaki lise mektebinin büyük kızları, onun avlusunda gülerek raksediyorlardı. Birden manevî bir sinema ile elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Ve gördüm ki:

RiSALE-i NUR Devlet Tekelinde mi?

Son zamanlarda, Risale-i Nurların devlet tekeline alınması yalanı yine gündeme getirilmeye başlanmıştır.

Bu iddiayı ortaya atanlar kimlerdir?
Bu iddiayı ortaya atmakta ne umuyorlar?
Bu iddiayı ortaya atmaları için kim onlara ne teklif etti?
Bütün bu soruların cevaplarını biz bilmiyoruz.

Fakat bildiğimiz bir şey var. Risale-i Nur eserlerinin müellifi Bediüzzaman’ın talebe ve varisleri, yapılanın devlet tekeline alınma değil, devletin himayesine alınma olduğunu, bunun da Bediüzzaman’ın vasiyeti olduğunu 2014’ün Kasım ayında, yine bize verdikleri bir beyanda açıklamışlardı.

Şimdi o açıklamayı tekraren yayınlıyoruz. Açıklama aynen şöyle:

Said Nursi Ramazanı Nasıl Değerlendirirdi

1954 yılında Bediüzzaman Hazretleri’nin yanına giden ve O’na talebe olma şerefine erişen Mustafa Sungur ağabey, Üstad Hazretleri’nin Ramazan’ını anlatırken şu ifadeleri kullanıyor:
"Üstadımız Ramazan ayında uyumazdı. Bütün bir gece hiç durup aralık vermeden, Kur’an, Cevşen, Risale-i Nur, Hizbu’l-Envar, Hakaiku’l-Nuriye okurdu. Geceleri arada bir 15-20 dakika gibi kısa dalmalar dışında hiç uyumazdı."

Mehmet Fırıncı ağabey bir Ramazan ayında Üstad Hazretleri’nin özellikle geceleri hiç uyumadığını, onun bu mübarek aya has bir usulünün olduğunu belirterek söz konusu usulünü şöyle izah ediyor:

Bismillahirrahmanirrahîm

Bismillahirrahmanirrahîm
Bir tek âyet iken yüz ondört defa tekerrür eden "Bismillahirrahmanirrahîm" cümlesi;

Arşı ferşle bağlayan ve kâinatı ışıklandıran ve her dakika herkes ona muhtaç olan öyle bir hakikattır ki, milyonlar defa tekrar edilse yine ihtiyaç var.

Değil yalnız ekmek gibi her gün, belki hava ve ziya gibi her dakika ona ihtiyaç ve iştiyak vardır.

Bediüzzaman Hâlâ Keşfedilmemiş Bir Hazine


Vefatının 55. yıldönümünde Bediüzzaman Said Nursi ’nin eserlerini, yazar Metin Karabaşoğlu’yla konuştuk.

Metin Karabaşoğlu, Bediüzzaman Said Nursi’yi şöyle anlattı:
Bediüzzaman bu ülkenin son yüzyılına bu ülkenin damga vurmuş önemli mürşitlerden, âlimlerimizden biri. Daha da önemi olduğunu şahsen düşünüyorum.

Bediüzzaman'a Midyat'ta İkinci Cenaze Namazı Kılındı



Gıyabî kılınan cenaze namazı
(25 Mart 1960 Cuma)

Doğu Anadolu'nun tanınmış âlimlerinden Şeyh Seyda namiyle bilinen Cizreli Muhammed Salih Varan Efendi uzun yıllar Cizre'de talebe yetiştirmiştir. Yedi yıldan beri ilçenin Serdahl (Bağlarbaşı) köyünde oturmakta idi.

Bediüzzaman Said Nursî'nin Urfa'ya geldiğini haber alınca bir grup talebesiyle Said Nursi'yi ziyaret için Urfa'ya müteveccihen hemen yola çıktı.Fakat Midyat'a geldikleri zaman Bediüzzaman'ın vefat haberini aldı.

Bunun üzerine Şeyh Seyda, Midyat'ta binlerce insanın iştirakiyle Bediüzzaman'ın cenaze namazını kıldı. Camiden taşan kalabalıklar cadde ve sokakları doldurmuştu.

O gün Midyat mahşeri bir günü yaşadı. Yediden yetmişe bütün Midyatlılar Bediüzzaman'ın gıyabî kılınan namazına iştirak etmişlerdi.


Said-i Nursi Dün Sabah Urfa'da Vefat Etti


Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri vefatını o zamanın gazeteleri manşetlerine böyle taşıdı.

Abdülmecid Nursî'nin Said Nursi'ye Yazdığı Şiir


Büyük bir din âlimi olan Abdülmecid Nursî (Ünlükul) kardeşi ve Üstadı olan Bediüzzaman Said Nursi'nin vefatından sonra şu şiiri yazmıştı:

EYYÛHEL ÜSTAD !

Kutlu olsun, mutlu olsun sana şu âli makam.
Bu makam oldu sana elbette berden ve selâm.

Öksüz kalan nurcuların, ağlar-Öter her subh u şam.
Okur sana yetimlerin, binler dua, binler selâm.

Said Nursî'nin Defnedildiği yer: HALiLüRRAHMAN DERGÂHI

Said Nursi'nin Kabri: Halilürrahman Dergahından Nakledilmeden Önce.

Bir rivayet ve bir hatıra

Bediüzzaman Said Nursi'nin tabutu, Şanlıurfa Ulu Camiinden Halilürrahman Dergahına kadar eller üstünde, parmaklar üstünde, başlar üstünde Dergâha getirilip oradaki iki kubbeli lâhde defnedildi.

Bu iki kubbeli türbe hakkında Urfa'da dolaşan rivayetlere göre Şeyh Müslim isimli bir zat 1954 yılında Dergâhı tamir ettirdiği sırada, ayrıca kendisi için de bu iki kubbeli yeri yaptırıyor.

Bediüzzaman Said Nursi'nin Cenaze Namazı ve Defni

Cenazenin kaldırılışı

(24 Mart 1960 Perşembe)

Cenaze, Cuma günü kaldırılacakken bilâhare fazla tehacüm olmaması ve emniyet mülahazasıyla Perşembe günü ikindiden sonra kaldırılmasına karar verildi.

Urfa Valisi Şerafeddin Atak, Halilürrahman Camiinde kabrini hazırlattı.

Sungur Abiden Said Nursi'nin Vefatyıldönümü Mesajı



Üstad daha vefat etmemiş ki..
Hala yaşıyor.. Risale-i Nur hala yayılıyor..

Daha ispanyolca tercüme olmadı daha.. 400 milyon Müslüman var ispanyolca konuşan var Amerikada..
Onlarda istifade edecek ondan sonra.. Daha sonra.. Daha tamamlanmadı..

Üstad hayattadır.. Hayatta gibidir manen..
(Mustafa Sungur)


Ölümüm, Hayatımdan Çok Dine Hizmet Edecek!

Ben rahmet-i İlâhî’den ümit ederim ki, mevtim, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek.

Ey din ve âhiretini dünyaya satan bedbahtlar! Yaşamanızı isterseniz bana ilişmeyiniz. İlişseniz, intikamım muzaaf bir sûrette sizden alınacağını biliniz, titreyiniz!

Ben rahmet-i İlâhî’den ümit ederim ki, mevtim, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek ve ölümüm başınızda bomba gibi patlayıp başınızı dağıtacak! Cesaretiniz varsa ilişiniz! Yapacağınız varsa göreceğiniz de var.

Said Nursi'nin Fani Dünyadaki Son Günü

Son dakikalar..
(22 Mart 1960 Salı)

Nur talebeleri otelde sıra ile nöbet tutuyorlar. Otele gelen polisler Bediüzzaman'ın arabasının anahtarını alıyorlar.

Emniyet amiri otele bizzat gelerek Bediüzzaman'la görüşmek istiyor. Durum Bediüzzaman'a bildiriliyor. "Gelsinler" diyor. Emniyet amiri geliyor. Emrin kat'i olduğunu, mutlaka Isparta'ya dönmesi icabettiğini tebliğ ediyor.

Bediüzzaman:
"Ben şimdi hayatımın son dakikalarını geçiriyorum. Ben gideceğim. Belki de burada öleceğim. Siz benim suyumu hazırlamakla mükellefsiniz. Amirinize bildiriniz" diyor.

Son Menzil Urfa'ya Varış



Son menzil Urfa'ya varış

Nihayet Bediüzzaman Said Nursî, 21 Mart Pazartesi günü saat 11'de Urfa'ya girdi.

On yıldır Urfa'da bulunan talebesi Abdullah Yeğin'in kaldığı Kadıoğlu Camiine giderek onu da arabaya aldı. Ondan şehrin temiz bir otelini sordular. Abdullah Yeğin'in tavsiyesi üzerine İpek Palas Otelinin üçüncü katındaki 27 numaralı odaya yerleşti.

Müridlerinin Piri, Bediüzzaman Said Nursi Şehrimize Geldi

Gaziantep'ten geçiyorlar

21 Mart Pazartesi sabahının erken saatlerinde Bediüzzaman Said Nursi Gaziantep'e girdi. O günlerde hemen bütün Anadolu'da olduğu gibi, Gaziantep'te de çamur yağıyordu. O sabah kalktıklarında her taraf kırmızı bir çamur tabakasiyle kaplı idi. Âdeta gökyüzü kanlı göz yaşları döküyordu.

Gaziantep eski postahane binasının Önünde durdular. Arabadan inen Bayram Yüksel, lokantadan çorba aldı ve Urfa yolunu sordu. Sonra da Urfa'ya doğru sür'atle Antep'den uzaklaştılar.

Halilürrahman'ın mânevî iklim ve ülkesine doğru yıldırım hızıyla yol alan otomobilin arkasından bıraktığı toz, başta İstanbul, Ankara ve Anadolu'nun birçok şehrini yer yer kapladı. Toz duman içinde günlerce çamur yağdı Türkiye'ye...

Doksan yaşındaki aziz zatın elvedasından sema ağlıyordu. Evet, ehl-i imanın ölmesiyle semavat ve arz ağlarlar...

Copyright © 2025 SaidNur.net | Gizlilik | Tüm Hakları Saklıdır.