Çok Mübarek ve Çok Sevaplı İbadet Ayları

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bugün mânevî bir ihtarla sizin hesabınıza bir telâş, bir hüzün bana geldi.

Çabuk çıkmak isteyen ve derd-i maişet için endişe eden kardeşlerimizin hakikaten beni müteellim ve mahzun ettiği aynı dakikada bir mübarek hatıra ile bir hakikat ve bir müjde kalbe geldi ki: Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevaplı ibadet ayları olan şuhûr-u selâse (üç aylar) gelecek.

Risale-i Nur Gözü ile Kurban Bayramı, Teşrik Tekbirleri

ÜSTAD HAZRETLERİNİN BAYRAM TEBRİKLERİ

         Aziz, sıddık, sarsılmaz, sebatkâr, fedakâr kardeşlerim!

        Evvelâ: وَ الْفَجْرِ وَ لَيَالٍ عَشْرٍ senasına mazhar o gecelerinizi ve bayramınızı ruh u canımla tebrik ederim.

hacıların o kudsî farizayı ve din-i İslâm’ın kudsî ve semavî kongresi hükmünde olan bu hacc-ı ekberi büyük bir bayramın arefesi noktasında olarak bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz.

Hizmet Etmek İsteyen Gençlere Tavsiyeler



Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin mutlak vekil bıraktığı Hüsnü Bayram ağabey son zamanlarda Nur Talebelerinin arasında ortaya çıkan gençlik faaliyetleri noktasında bazı uyarılarda bulundu. Hüsnü Bayram ağabeyin yazısı şöyle;

Hüsnü Bayram Ağabeyden Ciddi Uyarılar

Aziz sıddık kardeşlerim!

Evvela; Hizmeti nuriyede ihlas ve ve sadakat dairesindeki, kudsi say-ü gayretlerinizi tebrik ederim.

Saniyen; Risale-i Nur'un dairesi çok genişlemiş; çok muhtelif efkar ve mizaç sahibleri, bu hizmet safında yer almışlardır.

Elbette bütün efkar, kanaat, meslek ve meşrebler üstünde makam-ı sıddıkiyette yer tutmuş ve şahs-ı manevi-i Al-i Beyt'in mümessili olarak hizmet-i Kur'aniyenin başına geçmiş Üstad Bediüzzaman'ın a'zami ihlas, a'zami sadakat ve a'zami fedakarlık manasını ihtiva eden, gösteren ve işaret eden mesleğini nazara vermek lazım gelmektedir.

Risale-i Nur'da RAMAZAN Hakikatı

Ramazan-ı Şerife Dairdir.

[Birinci kısmın âhirinde şeair-i İslâmiyeden bir nebze bahsedildiğinden şeairin içinde en parlak ve muhteşem olan Ramazan-ı Şerife dair olan bu ikinci kısımda, bir kısım hikmetleri zikredilecektir.
Bu İkinci Kısım, Ramazan-ı Şerifin pek çok hikmetlerinden dokuz hikmeti beyan eden "Dokuz Nükte"dir.]

Risale Nurla İştigal, Bütün Maddi Manevi Musibetlere Siperdir


Abdullah Yeğin ağabeyin hatıralarından:


Paniğe gerek yok kardeşler. Ebedi bir mülkü kazanmak veya kaybetmek davası değil bu. Nur talebesinin farkı olur hadiselere bakışında. Muvakkat işimizi yaptık, esas işimize dönelim. Risale Nurla iştigal, bütün maddi manevi musibetlere siperdir. Binlerce tefriciye vs'den daha tesirlidir.

Teyakkuz inşallah aziz sıddık kardeşler...
Çevremize iman hizmetini götürmek noktasında gayret azim ve isteğimiz olduğu sürece bence korkulacak birşey yok.

Ne zaman kimsenin imanını umursamıyoruz işte o zaman durum vahimdir.

Leyle-i Berâtınızı Tebrik Ederiz

Berat gecesi vesilesiyle M. Said Özdemir’in Nur camiasına tebriknâmesi 

Aziz, sıddık, fedakar, kahraman kardaşlarımız;
Evvela binler selam ile gelen Leyle-i Beratınızı ve gelecek Ramazan-ı Şerifinizi bütün ruh-u cânımızla tebrik ederiz.

Risale-i Nurlara kavuşmakla dünyanın en bahtiyar insanlarısınız, Risale-i Nurlar herkese nasib olmaz. Risale-i Nurlar kime verilmişse ona en büyük bir hayır en büyük mükafat verilmiştir. Risale-i Nur bu dalaletli ve sefahatli asırda Kur’ân-ı Azimüşşanın hârika mücizelerle dolu bir hazinesi, bir eczanesidir. “Bu asırdaki bütün manevi hastalıkların devası, ilacı Risale-i Nura konmuştur.” diye olan bu kelam Üstad tarafından söylenmiştir.
Risale-i Nurları okuyarak ve okutarak insanların dünyevi ve uhrevi saadetlerine vesile oluyoruz yinede Üstad Risale-i Nur hakkında şöyle demiştir.

Said Nursi'nin Talebelerinden Seçim Açıklaması


بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا
Muhterem kardeşlerimiz!
Evvelen: Kıymettar şuhur-u selasenizi ve içindeki leyali-i mübarekelerinizi tebrik eder, umum Nurcular hakkında seksen sene bir ömr-ü makbul hükmüne geçmesini Cenab-ı Feyyaz-ı Mutlak’tan dua ve niyaz ederiz.

Sâniyen: Muazzez Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin Meyve Risalesinin Dördüncü Mes’elesi’nde ders verdiği üzere en ehemmiyetli hizmet-i imaniye ve Kur’aniyemizde ihlas ve ciddiyetle devam ederken geniş daireyle de alâkalı bir vazife ile zaman zaman karşı karşıya kalıyoruz.

Bismillahirrahmanirrahîm

Bismillahirrahmanirrahîm
Bir tek âyet iken yüz ondört defa tekerrür eden "Bismillahirrahmanirrahîm" cümlesi;

Arşı ferşle bağlayan ve kâinatı ışıklandıran ve her dakika herkes ona muhtaç olan öyle bir hakikattır ki, milyonlar defa tekrar edilse yine ihtiyaç var.

Değil yalnız ekmek gibi her gün, belki hava ve ziya gibi her dakika ona ihtiyaç ve iştiyak vardır.

Said Özdemir'in Kandil ve Üç Aylar Tebriki


Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden M. Said Özdemir'in Regaib Kandili ve üç aylar tebrik mektubudur.


Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü

Aziz sıddık halis Hizmet-i Kur’anda hakikatli fedakâr kardeşlerimiz.

Evvela binler selam ve muhabbetlerimi takdim ederim Allah-ü Teala’nın lütuf ve ikramı ile bir bayram-ı ilâhi olan, bire binler kazandıran, uhrevi bir ticaret pazarı cennet ve ebedi saadet müjdeleri getiren, mübarek şuhur-u selâseye (üç aylara) bugün girmiş bulunuyoruz. Her bir dakikasının uhrevi değeri baha biçilmez pırlanta ve elmas kıymetinde olan bu mübârek üç ayları gafletle boşa giden dünyevi uğraşmalarla değil de, rıza-i ilahiyi ve şefaat-i peygamberiyi kazandıracak ihlâslı ameller, ibâdetler, kıraatler, hizmetler, makbul oruçlarla geçirmeyi cümle kardeşlerimize Cenâb-ı Hakk nasib buyursun âmin.

Risâle-i Nur’a İştiyak Gösteren Gençler ve Çocuklar..

Risale-i Nur'a herkesten ziyade iştiyak gösteren, masum gençler ve çocuklardır.

Binler nümunesinden bir nümunesi şudur:

Bir zaman, Bolvadin Kazasından geçerken, Üstadın geldiğini gören ilk ve orta mekteb talebeleri, bilâ-istisna hepsi mektebin bahçesinden çıkarak arabanın etrafını alıp selâm veriyorlardı; ve lisan-ı halleriyle "Hoş geldiniz" diyerek tebriklerini ve minnetdarlıklarını takdim ediyorlardı.

Nurcuların Siyasetle Alâkaları Yoktur

Nur Risalelerinin ve Nurcuların siyasetle alâkaları yok ve Risale-i Nur, rıza-i İlahîden başka hiçbir şeye âlet edilmediğinden, mümkün olduğu kadar Risale-i Nur'un mensubları, içtimaî ve siyasî cereyanlara karışmak istemiyorlar. Yalnız Sebilürreşad, Doğu gibi mücahidler iman hakikatlarını ehl-i dalaletin tecavüzatından muhafazaya çalıştıkları için, ruh u canımızla onları takdir ve tahsin edip onlarla dostuz ve kardeşiz, fakat siyaset noktasında değil. Çünki iman dersi için gelenlere tarafgirlik nazarıyla bakılmaz. Dost düşman derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirliği, bu manayı zedeler. İhlas kırılır. Onun içindir ki, Nurcular emsalsiz işkencelere ve sıkıntılara tahammül edip Nur'u hiçbir şeye âlet etmediler. Siyaset topuzuna el atmadılar. Hem Nur Risaleleri küfr-ü mutlakı kırdığı için, küfr-ü mutlakın altındaki anarşiliği ve üstündeki istibdad-ı mutlakı kırdığı cihetle, bir nevi siyasete teması var tevehhüm edilmiş.. (Emirdağ Lahikası-II - 36)

Biz Nur Talebeleri, kat'iyyen siyasetle iştigal etmeyiz. Bizim yegâne emelimiz, memlekette din hürriyetinin hakikî surette temini, dine ve din ehline ve Kur'an ehli olan Nurculara karşı çeyrek asırdan beri devam eden zulüm ve tazyikin tamamıyla bertaraf olmasıdır. (Tarihçe-i Hayat - 639 / Demokrat kardeşlere tavsiye)

Zübeyir Ağabeyin Aile Efradına Yazdığı Bir Mektup

Zübeyir Gündüzalp’in Ermenek’teki aile efradına 1950’li yıllarda yazmış olduğu bir mektup.. Ehemmiyetine binaen, biz de bunu sizlerle vefatının sene-i devriyesinde memnuniyet içinde paylaşmak istedik. Buyurun, birlikte okuyalım…

Müşfik ve muhterem pederim, validem, sevgili kardeşlerim ve eniştelerim;

Said Nursî'nin Defnedildiği yer: HALiLüRRAHMAN DERGÂHI

Said Nursi'nin Kabri: Halilürrahman Dergahından Nakledilmeden Önce.

Bir rivayet ve bir hatıra

Bediüzzaman Said Nursi'nin tabutu, Şanlıurfa Ulu Camiinden Halilürrahman Dergahına kadar eller üstünde, parmaklar üstünde, başlar üstünde Dergâha getirilip oradaki iki kubbeli lâhde defnedildi.

Bu iki kubbeli türbe hakkında Urfa'da dolaşan rivayetlere göre Şeyh Müslim isimli bir zat 1954 yılında Dergâhı tamir ettirdiği sırada, ayrıca kendisi için de bu iki kubbeli yeri yaptırıyor.

Bediüzzaman Said Nursi'nin Cenaze Namazı ve Defni

Cenazenin kaldırılışı

(24 Mart 1960 Perşembe)

Cenaze, Cuma günü kaldırılacakken bilâhare fazla tehacüm olmaması ve emniyet mülahazasıyla Perşembe günü ikindiden sonra kaldırılmasına karar verildi.

Urfa Valisi Şerafeddin Atak, Halilürrahman Camiinde kabrini hazırlattı.

Üstadı Dergâhta Yıkayacağız ve Oraya Defnedeceğiz

Ve ebedî hayata yolculuk
(23 Mart 1960 Çarşamba)

Sabahleyin Nur talebeleri Vâiz Ömer Efendiyi çağırdılar. Ömer Efendi gelip vaziyete bakmış, nabzını tutunca yaşlı gözlerle ancak "inna lillâh ve inna ileyhi raciûn" diyebilmişti.

Az sonra otel sahibi Mehmet Efendi gelmiş, kapıdan şöyle bir bakınca o da durumu anlamış "Eyvah!" diye dizlerine vurarak feryat etmeye başlamıştı.

Said Nursi'nin Fani Dünyadaki Son Günü

Son dakikalar..
(22 Mart 1960 Salı)

Nur talebeleri otelde sıra ile nöbet tutuyorlar. Otele gelen polisler Bediüzzaman'ın arabasının anahtarını alıyorlar.

Emniyet amiri otele bizzat gelerek Bediüzzaman'la görüşmek istiyor. Durum Bediüzzaman'a bildiriliyor. "Gelsinler" diyor. Emniyet amiri geliyor. Emrin kat'i olduğunu, mutlaka Isparta'ya dönmesi icabettiğini tebliğ ediyor.

Bediüzzaman:
"Ben şimdi hayatımın son dakikalarını geçiriyorum. Ben gideceğim. Belki de burada öleceğim. Siz benim suyumu hazırlamakla mükellefsiniz. Amirinize bildiriniz" diyor.

Son Menzil Urfa'ya Varış



Son menzil Urfa'ya varış

Nihayet Bediüzzaman Said Nursî, 21 Mart Pazartesi günü saat 11'de Urfa'ya girdi.

On yıldır Urfa'da bulunan talebesi Abdullah Yeğin'in kaldığı Kadıoğlu Camiine giderek onu da arabaya aldı. Ondan şehrin temiz bir otelini sordular. Abdullah Yeğin'in tavsiyesi üzerine İpek Palas Otelinin üçüncü katındaki 27 numaralı odaya yerleşti.

Müridlerinin Piri, Bediüzzaman Said Nursi Şehrimize Geldi

Gaziantep'ten geçiyorlar

21 Mart Pazartesi sabahının erken saatlerinde Bediüzzaman Said Nursi Gaziantep'e girdi. O günlerde hemen bütün Anadolu'da olduğu gibi, Gaziantep'te de çamur yağıyordu. O sabah kalktıklarında her taraf kırmızı bir çamur tabakasiyle kaplı idi. Âdeta gökyüzü kanlı göz yaşları döküyordu.

Gaziantep eski postahane binasının Önünde durdular. Arabadan inen Bayram Yüksel, lokantadan çorba aldı ve Urfa yolunu sordu. Sonra da Urfa'ya doğru sür'atle Antep'den uzaklaştılar.

Halilürrahman'ın mânevî iklim ve ülkesine doğru yıldırım hızıyla yol alan otomobilin arkasından bıraktığı toz, başta İstanbul, Ankara ve Anadolu'nun birçok şehrini yer yer kapladı. Toz duman içinde günlerce çamur yağdı Türkiye'ye...

Doksan yaşındaki aziz zatın elvedasından sema ağlıyordu. Evet, ehl-i imanın ölmesiyle semavat ve arz ağlarlar...

Said Nursi'nin Hastalığı ve Urfa Yolculuğu

Said Nursî'nin Hastalığı ve Urfa'ya Gidişi

Said Nursî 20 Ocak 1960 günü gece geç vakit, Emirdağ'dan Isparta'ya geldi. Bey Mahallesindeki ikametgâhına yerleşti. Bir müddet kaldıktan sonra buradan Afyon'a geçen Said Nursî, burada da bir gece kaldıktan sonra tekrar Emirdağ'a hareket etti.

Takvim yaprakları 18 Mart 1960 Cumayı göstermekte...
Bedîüzzaman Said Nursî, Emirdağ'da şiddetli hastadır. Dr. Tahir Barçin gelerek serum verir, iğne yapar. Doktorun ifadesine göre, ağır zatürredir. Serum ve iğneden sonra biraz dalar. Az sonra gülerek uyanan Bediüzzaman'ın, O esnada başında bulunan Zübeyir Gündüzalp, Hamza Emek ve Doktor Tahir Barçın'a:

"Kardeşlerim! Risale-i Nur bu vatana hâkimdir. Mason ve komünistlerin belini kırmıştır. Biraz sıkıntı çekeceksiniz. Fakat sonunda çok iyi olacak" der.

Copyright © 2025 SaidNur.net | Gizlilik | Tüm Hakları Saklıdır.