Şam'da Yapılan Hutbe-i Şamiye Sempozyumu (2008) | Video

Şam'da Yapılan Hutbe-i Şamiye Sempozyumu (2008)

Hutbe-i Şamiye Sempozyumu


Bediüzzaman Said Nursi

Abdullah Yeğin Hutbe-i Şamiye Sempozyumu Sunumu | Şam | 2008

Hutbe-i Şamiye | Bediüzzaman'ın Cami-i Emevî’de Okuduğu Hutbe

HUTBE-İ ŞAMİYE

Risale-i Nur Külliyatı’ndan
HUTBE-İ ŞAMİYE

Müellifi

Bedîüzzaman Said Nursî


Bu Hutbe-i Şamiye eseri, Üstad Bedîüzzaman Said Nursî Hazretlerinin otuz beş yaşında iken Şam’da, Şam ulemasının ısrarı üzerine Cami-i Emevî’de îrad ettiği bir hutbedir. Çok büyük bir ehemmiyeti haiz olması hasebiyle o zaman Şam’da bir hafta içinde iki defa tabedilmiştir. Bilâhare müellif Bedîüzzaman Said Nursî tarafından tercümesi neşredilmiştir.

Son Şahitlerden Abdülnur Sezgin Anlatıyor

ALTAN ABDÜNNUR SEZGİN

Nüfus kaydındaki tam adı, “Altan Abdülnur Sezgin” olan Ağabeyimiz Mersin’in saff-ı evvelidir, bu şehrin ilk Nur talebesidir. Biz, Nur talebeleri arasında bilinen adıyla “Abdünnur” ismini kullanmayı tercih ettik. Mersin’e Risale-i Nur hizmetleri ilk defa onun eliyle girmiş ve gittikçe inkişaf eden iman / Kur’an hizmetleri bugünlere gelmiştir.

İstanbul Üniversitesi talebesi Abdünnur Sezgin, Hz. Üstad’ın 1960 yılının ilk gününde bir gün / bir geceliğine gittiği İstanbul’da o gün yaşananların önemli bir şahididir. O gün Piyer Loti Oteli’nde Hz. Üstad’ı ziyaret eden Abdünnur Ağabey, yaşadıklarını ve gördüklerini bizimle paylaştı. İlave sorularımızla ayrıntıları yakalamaya çalıştık. Şimdiden dikkatleri çekmek istediğim bazı hususlar var. Şöyle ki:

Sırr-ı İnnâ A’taynâ Risâlesi

Sırr-ı İnnâ A’taynâ Risâlesi

SIRR-I İNNÂ A’TAYNÂ – BİRİNCİ KISIM

Yirmi Dokuzuncu Mektub’un Sekizinci Kısmı’nın Dördüncü Remz’i

(Mahremdir)

Ma’lûm büyüğe karşı birden hiddete geldi, def’aten bu yazıldı:

Ey mülhidler, münâfıklar ve ahmaklar, cesedimi paramparça etseniz de Hakkı söylemekten vazgeçmeyeceğim. Mümkün olsa Garb’dan, Şark’a duyuracağım. Hepsine sesleniyorum:

Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz

Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz.

Evet bu asrın dehşetine karşı, taklidî olan itikadın istinad kal'aları sarsılmış ve uzaklaşmış ve perdelenmiş olduğundan; her mü'min, tek başıyla dalaletin cemaatle hücumuna mukavemet ettirecek gayet kuvvetli bir iman-ı tahkikî lâzımdır ki dayanabilsin. Risale-i Nur bu vazifeyi; en dehşetli bir zamanda ve en lüzumlu ve nazik bir vakitte, herkesin anlayacağı bir tarzda, hakaik-i Kur'aniye ve imaniyenin en derin ve en gizlilerini gayet kuvvetli bürhanlar ile isbat ederek, o iman-ı tahkikîyi taşıyan hâlis ve sadık şakirdleri dahi, bulundukları kasaba, karye ve şehirlerde -hizmet-i imaniye itibariyle- âdeta birer gizli kutub gibi, mü'minlerin manevî birer nokta-i istinadı olarak, bilinmedikleri ve görünmedikleri ve görüşülmedikleri halde, kuvve-i maneviye-i itikadları cesur birer zabit gibi, kuvve-i maneviyeyi ehl-i imanın kalblerine verip, mü'minlere manen mukavemet ve cesaret veriyorlar. (Şualar - 748)

Hüsnü Bay­ram Ağa­be­yin An­lat­tı­ğı Ha­tı­ra­la­r

Hüsnü Bayram Ağabeyin Anlattığı Hatıralar

Hüsnü ve Yılmaz Bayram Ağabeyler, Safranbolu kahramanlarından Berber Hıfzı Bayram’ın oğullarıdır. Hüsnü Ağabey 1935 doğumludur. 1949’da, daha çocuk sayılabilecek yaşta, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin hizmetine girmiştir. Vefatına kadar Said Nursi Hazretlerinin en yakınında bulunup, O’nun ders ve terbiyesinden geçen altı-yedi büyük Ağabeylerimizden birisi olmuştur. Aynı zamanda Üstad'ın şoförlüğünü de yapmıştır. Bediüzzaman’ın vasiyetlerinde vekil tayin ettiği en genç talebesidir. Risalelerde bu ağabeylerin adları müteaddit yerlerde geçmektedir. Vasiyetler bu metnin sonuna ilave edilmiştir.

Hüsnü ve kardeşi Yılmaz Ağabeylerin isimleri Emirdağ Lâhikasında şu şekilde geçmektedir:

Abdülhamid Efendi (Bediüzzaman'ın Naaşını Yıkayan Zat)

Abdülhamid Efendi (Bediüzzaman'ın naaşını yıkayan zat)

Abdülkadir BADILLI anlatıyor:

Hazret-i Üstad'ın mübarek cenazesini yıkamak şerefine nail olmuş olan Molla Abdülhamid Efendi, aslen Erzurumlu olup, Birinci Cihan Harbinde muhaceretle Urfa'ya gelmiş. İlk geldiğinde çok genç imiş. Memleketteki medrese tahsili yarıda kalmış. Urfa'ya geldikten sonra, Urfa'lı meşhur Buluntu Abdurrahman Hocadan tahsilini tamamlamıştır.

Dünya ve Türkiye Kamuoyuna

Dünya Kamuoyuna

Sakîl menfaatleri ve hain emelleri için günlerdir Gazze’yi ateşe vererek “hodgam, alçak, insî şeytan” sıfatına tam liyakat kesb eden; Kur’anın kendilerine dehşetli sille-i te’dib vurduğu; her milletten ziyade hırs ile dünyaya saldıran ve tarih boyunca her çeşit fesat komitelerine karışan ve her nevi ihtilale parmak karıştıran dessas Siyonistler son olarak en barbar kavimlerin bile tevessül etmeyeceği şeni’ bir taarruzla; masum hasta, yaşlı ve çocukların bin bir mahrumiyet içinde tedavi edilmeye çalışıldığı Gazze’deki hastaneleri -bütün dünyanın gözü önünde- bombalayarak yüzlerce masum insanı katletmişlerdir.

Filistin Açıklaması

70 yılı aşkın bir süredir devam etmekte olan Filistinli kardeşlerimizin maruz kaldığı zulüm ve işkenceler son günlerde arş-ı alayı titretecek derecelere varmış ve değil yalnız âlem-i İslam’ın belki âlem-i insaniyetin kalb-i umumisini dağdar eylemiştir. Bu ciğersûz hadiseye müteallik müzakereler neticesinde aşağıdaki hususları kardeşlerimizin nazar-ı dikkatlerine arz ediyoruz:

Hüsnü Ağabeyin Neşrettiği İttihad-ı İslam ve Kudüs Lahikası

Hüsnü Ağabeyin Neşrettiği İttihad-ı İslam ve Kudüs Lahikası

‎بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Aziz Kardeşlerimiz ve Hizmet-i Nuriyede sebatkar arkadaşlarımız.

Dahilde ve hariçte kemal-i ciddiyet, samimiyet, sebat, sadakat ve feragat ile devam edegelen hizmetlerinizi tebrik eder, ihlas ile muvaffakiyetiniz için dualar ederiz.

Üstadımız,

Zât-ı Ehad'i Mülahaza

Otuzuncu Söz

Tecelli-i Ehadiyet

Zât-ı Ehad'i Mülahaza

Şimdi hayatının sırr-ı hakikatı şudur ki: Tecelli-i Ehadiyete, cilve-i Samediyete âyineliktir.

 

Yani bütün âleme tecelli eden esmanın nokta-i mihrakıyesi hükmünde bir câmiiyetle Zât-ı Ehad-i Samed'e âyineliktir.

Sözler - 129

Hayatın Başına Gelen HERŞEY Hasendir

Hayatın Başına Gelen HERŞEY Hasendir

Eğer desen: "Birinci Mebhas'ta isbat ettin ki: Kaderin herşeyi güzeldir, hayırdır. Ondan gelen şer de hayırdır, çirkinlik de güzeldir. Halbuki şu dâr-ı dünyadaki musibetler, beliyyeler, o hükmü cerhediyor."

Elcevab:

Ey şiddet-i şefkatten şedid bir elemi hisseden nefsim ve arkadaşım! Vücud, hayr-ı mahz; adem, şerr-i mahz olduğuna; bütün mehasin ve kemalâtın vücuda rücuu ve bütün maasi ve mesaib ve nekaisin esası adem olduğu, delildir. Madem adem şerr-i mahzdır. Ademe müncer olan veya ademi işmam eden hâlât dahi şerri tazammun eder. Onun için, vücudun en parlak nuru olan hayat, ahval-i muhtelife içinde yuvarlanıp kuvvet buluyor.

Yaradan ALLAH'tır | Deizm-2

Deizm-2 (YARATAN ALLAH'TIR)
 

(Allah kainatı bir fabrika olarak yaratıp, hâşâ bırakmamıştır)

Esbaba tapanların ve tabiatperestlerin cehaletlerine bu misal ile bak. Meselâ: "Bir zât hârika bir fabrikanın veya acib bir saatin veya muhteşem bir sarayın veya mükemmel bir kitabın gayet muntazam bir surette eczalarını, çarklarını fevkalâde san'atıyla hazır ettikten sonra, kendisi kolayca o eczaları terkib edip işletmeyerek, belki çok uzun masraflarla o eczaları kendi kendine işlemek ve o usta yerine fabrikayı, sarayı, saati yapmak, kitabı yazmak için herbir cüz'ü, herbir çarkı, hattâ kâğıdı, kalemi birer hârika makine hükmüne getiriyor. Ve teşhirini çok istediği bütün hünerlerini, kemalâtını izhara vesile olan o üstadlığını ve san'atını onlara havale ediyor." diye zannetmek, ne derece akıldan uzak ve cehalet olduğunu anlarsın!

Ahlâkta ve Hayatta Zulmetli Bir Anarşilik ve Zulümlü Bir Dinsizlik

Ahlâkta ve Hayatta Zulmetli Bir Anarşilik ve Zulümlü Bir Dinsizlik

ALTINCI MES'ELE:

Rivayette var ki: "Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz." Bunun için, binüçyüz sene zarfında emr-i Peygamberîyle bütün ümmet o fitneden istiaze etmiş, azab-ı kabirden sonra

ﻣِﻦْ ﻓِﺘْﻨَﺔِ ﺍﻟﺪَّﺟَّﺎﻝِ ﻭَ ﻣِﻦْ ﻓِﺘْﻨَﺔِ ﺍٰﺧِﺮِ ﺍﻟﺰَّﻣَﺎﻥِ

vird-i ümmet olmuş.

Allahu a'lem bissavab, bunun bir tevili şudur ki: O fitneler nefisleri kendilerine çeker, meftun eder.

İnsanlar ihtiyarlarıyla, belki zevkle irtikâb ederler.

O Seni Senden Daha Ziyade Düşünür

Kader

O Seni Senden Daha Ziyade Düşünür

ﺍَﺣْﺴَﻦَ ﻛُﻞَّ ﺷَﻲْﺀٍ ﺧَﻠَﻘَﻪُ

âyetinin bir sırrını izah eder. Şöyle ki:

Herşeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır.

Evet kâinattaki herşey, her hâdise ya bizzât güzeldir, ona hüsn-ü bizzât denilir.

Veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir.

Bir kısım hâdiseler var ki, zahirî çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var.

Nur Derslerini Kaç Kişi Dinliyor? | Hatıralar


- Bir gün Ceylan, Tahiri, Sungur Ağabeyler, Bayram Ağabeyin bulunduğu bir derste "Üstad Hazretleri, "Siz zannediyor musunuz ki, biz beş altı kişilik bir ders yapıyoruz. Biz bu dersimizde Anadolu'daki binler cemaatlerin arasına girip ders yapıyoruz." dedi.

Dine Tecavüz Edenlere Bir Ders | Video

Mustafa Sungur

Vahdaniyetin İkinci Muktezîsi (2. Şua)

Eşyanın icadı, ya ademden olur ya terkip suretinde sair anâsırdan ve mevcudattan toplanır. Eğer bir tek zata verilse o vakit her halde o zatın her şeye muhit bir ilmi ve her şeye müstevli bir kudreti bulunacak. Ve bu surette onun ilminde suretleri ve vücud-u ilmîleri bulunan eşyaya vücud-u haricî vermek ve zahir bir ademden çıkarmak ise bir kibrit çakar gibi veya göze görünmeyen bir yazı ile yazılan bir hattı göze göstermek için, gösterici bir maddeyi üstüne geçirmek ve sürmek gibi veya fotoğrafın âyinesindeki sureti kâğıt üstüne nakleden kolay ameliyat gibi gayet kolay bir surette Sâni’in ilminde planları ve programları ve manevî miktarları bulunan eşyayı, “Emr-i kün feyekûn” ile adem-i zahirîden vücud-u haricîye çıkarır.

Ahmaklık; İnsanı İnsaniyetten Pişman Eder | Mustafa Sungur

Ondördüncü Söz'ün Zeylinden kısacık bir ilave ve ektir.
Altıncı Sualin Tetimmesi ve Haşiyesi:

Ehl-i dalalet ve ilhad, mesleklerini muhafaza ve ehl-i imanın intibahlarına mukabele ve mümanaat etmek için, o derece garib bir temerrüd ve acib bir hamakat gösteriyorlar ki, insanı insaniyetten pişman eder.

Ramazan-ı Şerif, Kur'an-ı Hakîm'in En Mühim Zaman-ı Nüzulü

Ramazan-ı Şerif, Kur'an-ı Hakîm'in En Mühim Zaman-ı Nüzulü

Birinci Nükte:

Ramazan-ı Şerifteki savm, İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin birincilerindendir. Hem şeair-i İslâmiyenin a'zamlarındandır.

İşte Ramazan-ı Şerifteki orucun çok hikmetleri; hem Cenab-ı Hakk'ın rububiyetine, hem insanın hayat-ı içtimaiyesine, hem hayat-ı şahsiyesine, hem nefsin terbiyesine, hem niam-ı İlahiyenin şükrüne bakar hikmetleri var.

Cenab-ı Hakk'ın rububiyeti noktasında orucun çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:

Ramazan-ı Şerifteki Orucun Hikmetleri

Ramazan-ı Şerifteki Orucun Hikmetlerinden

Nefs-i insaniye gafletle kendini unutuyor.

Mahiyetindeki hadsiz aczi, nihayetsiz fakrı, gayet derecedeki kusurunu göremez ve görmek istemez.

Hem ne kadar zaîf ve zevale maruz ve musibetlere hedef bulunduğunu ve çabuk bozulur dağılır et ve kemikten ibaret olduğunu düşünmez. Âdeta polattan bir vücudu var gibi, lâyemutane kendini ebedî tahayyül eder gibi dünyaya saldırır.

Şedid bir hırs ve tama' ile ve şiddetli alâka ve muhabbet ile dünyaya atılır.

Her lezzetli ve menfaatli şeylere bağlanır.

Hem kendini kemal-i şefkatle terbiye eden Hâlıkını unutur.

Hem netice-i hayatını ve hayat-ı uhreviyesini düşünmez; ahlâk-ı seyyie içinde yuvarlanır.

Şekva Ona Olmalı, Ondan Olmamalı

Şekva Ona Olmalı, Ondan Olmamalı
 

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Bu dünyanın hayatı pek çabuk değişmesine ve zevaline ve fena ve fâni, âkıbetsiz lezzetlerine ve firak ve iftirak tokatlarına karşı bir ehemmiyetli medar-ı teselli ise, samimî dostlar ile görüşmektir. Evet bazan bir tek dostunu bir-iki saat görmek için, yirmi gün yol gider ve yüz lirayı sarfeder.

Şimdi bu acib, dostsuz zamanda samimî kırk-elli dostunu birden bir-iki ay görmek ve Allah için sohbet etmek ve hakikî bir teselli alıp vermek; elbette başımıza gelen bu meşakkatler ve zayiat-ı maliye ona karşı pek ucuz düşer, ehemmiyeti kalmaz.

Manevî Yağmur Rahmet

Manevî Yağmur

İ'lem Eyyühel-Aziz!

Hiçbir insanın Cenab-ı Hakk'a karşı hakk-ı itirazı yoktur ve şekva ve şikayete de haddi yoktur. Çünki şikayet eden ferdin hilaf-ı hevesini iktiza eden nizam-ı âlemde binlerce hikmet vardır.

O ferdi irza etmekte, o bin hikmetin iğdabı vardır. Bir ferdi razı etmek için, bin hikmet feda edilemez.

ﻭَ ﻟَﻮِ ﺍﺗَّﺒَﻊَ ﺍﻟْﺤَﻖُّ ﺍَﻫْﻮَٓﺍﺀَﻫُﻢْ ﻟَﻔَﺴَﺪَﺕِ ﺍﻟﺴَّﻤٰﻮَﺍﺕُ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽُ

Eğer her ferdin keyfine göre hareket edilirse, dünyanın nizam ve intizamı fesada gider.

Ey müteşekki! Sen nesin? Neye binaen itiraz ediyorsun? Cüz'î hevesini külliyat-ı kâinata mühendis mi yapıyorsun?

Reşha | Mi'rac Risalesi

Reşha

Hem şu herşeyi doğrudan doğruya Cenab-ı Hak'tan bilir, esbabı bir perde telakki eder fakir adam, o da "Reşha" olsun.

Öyle bir "Reşha" ki, kendi zâtında fakirdir. Hiçbir şeyi yok ki, ona dayanıp "Zühre" gibi kendine güvensin. Hiçbir rengi yok ki, onunla görünsün. Başka şeyleri de tanımıyor ki, ona teveccüh etsin.

Hâlis bir safveti var ki, doğrudan doğruya Güneş'in timsalini gözbebeğinde saklıyor.

Bu Zelzele, Onlar Hakkında Ayn-ı Gazab İçinde Bir Rahmettir

Bu Zelzele, Onlar Hakkında Ayn-ı Gazab İçinde Bir Rahmettir

İ'lem Eyyühel-Aziz!

Dünyada sana ait çok emirler vardır. Amma ne mahiyetlerinden ve ne âkıbetlerinden haberin olmuyor.

Biri, ceseddir. Evet cesedin genç iken latîf, zarif ve güzel gül çiçeğine benzerse de, ihtiyarlığında kuru ve uyuşmuş kış çiçeğine benzer ve tahavvül eder.

Biri de, hayat ve hayvaniyettir. Bunun da sonu ölüm ve zevaldir.

Zelzele: Nev'-i İnsanı Uyandırmak ve Dehşetli Tuğyanından Vazgeçirmek ve Tanımak İstemedikleri Kâinat Sultanını Tanıttırmak İçin

Zelzele: 
Nev'-i İnsanı Uyandırmak ve Dehşetli Tuğyanından Vazgeçirmek ve Tanımak İstemedikleri Kâinat Sultanını Tanıttırmak İçin 

Bugünlerde hastalığım itibariyle kışın pek şiddetli hiddetine tahammül edemedim. Çok tecrübelerimle, umumî bir hatanın neticesinde hava ile zemin zelzele ile ve fırtına ile gazab-ı İlahîyi haber vermek nevinden hiddet ediyorlar gibi âdete muhalif bir vaziyet gösterdiler.

Ben de bundan bir manevî fırtınaya alâmet hissettim. Kalbime geldi ki: "Acaba yine İslâmiyet ve hakaik-i imaniye zararına bir hata-yı umumî mi meydana geldi?"

Yaratan ALLAH'tır | Deizm 1

Deizm-1 (YARATAN ALLAH’TIR)
 

(Allah kainatı bir fabrika olarak yaratıp, hâşâ bırakmamıştır;)

Esbaba tapanların ve tabiatperestlerin cehaletlerine bu misal ile bak. Meselâ: "Bir zât hârika bir fabrikanın veya acib bir saatin veya muhteşem bir sarayın veya mükemmel bir kitabın gayet muntazam bir surette eczalarını, çarklarını fevkalâde san'atıyla hazır ettikten sonra, kendisi kolayca o eczaları terkib edip işletmeyerek, belki çok uzun masraflarla o eczaları kendi kendine işlemek ve o usta yerine fabrikayı, sarayı, saati yapmak, kitabı yazmak için herbir cüz'ü, herbir çarkı, hattâ kâğıdı, kalemi birer hârika makine hükmüne getiriyor. Ve teşhirini çok istediği bütün hünerlerini, kemalâtını izhara vesile olan o üstadlığını ve san'atını onlara havale ediyor." diye zannetmek, ne derece akıldan uzak ve cehalet olduğunu anlarsın!

Çanakkale Savaşında Kurşun İsabet Alan Gazi, Kendi Anlatıyor | Hulusi Yahyagil

Şimdi bu hoş değil ama yine söyleyeceğim.

Çanakkale muharebesinde Anafartalar cephesinde bak kurşun buradan girmiştir, biraz yukardan gitseydi gözüm giderdi.

Peki, kurşun ağızımın içinden geçmiş alt çene kemiğini parçalamadan, çektirdiğim bir dişin boşluğundan geçmiş, ondan sonra köprücük kemiğinin yarısını götürmüş, koltuğumun altından çıkmış.

Cazibedar, Sefihane ve Sarhoşane Şaşaalı bir Eğlence

Cazibedar, Sefihane ve Sarhoşane Şaşaalı bir Eğlence

(Dinsizliğe Yer İhzar Etmek)

Evet günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.

Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.

Risale-i Nurda; Cep Telefonu, Bilgisayar, İnternet ve Radyo

Telefon

ﻟَﻮْﻟﺎَٓ ﺍَﻥْ ﺭَﺍٰ ﺑُﺮْﻫَﺎﻥَ ﺭَﺑِّﻪِ

âyet-i kerimesinin -bir kavle göre- işaret ettiği gibi, Hazret-i Yusuf'un (A.S.) Ken'an'da bulunan babasının timsalini görür görmez Zeliha'dan geri çekilmesi; ve kervanları Mısır'dan avdet ettiğinde Hazret-i Ya'kub'un  ﺍِﻧِّﻰ ﻟَﺎَﺟِﺪُ ﺭِﻳﺢَ ﻳُﻮﺳُﻒَ yani "Ben Yusuf'un kokusunu alıyorum" demesi; ve bir ifritin Hazret-i Süleyman'a "Gözünü açıp yummazdan evvel Belkıs'ın tahtını getiririm" demesine işaret eden

ﺍَﻧَﺎ ﺍٰﺗِﻴﻚَ ﺑِﻪِ ﻗَﺒْﻞَ ﺍَﻥْ ﻳَﺮْﺗَﺪَّ ﺍِﻟَﻴْﻚَ ﻃَﺮْﻓُﻚَ

âyet-i kerimesi; pek uzak mesafelerden celb-i savt, suret vesaire gibi beşerin keşfettiği veya edeceği icadata numune ve me'hazdirler.

İslâm Gençliğini Yoldan Çıkarmaya Çalışıyorlar

İslâm Gençliğini Yoldan Çıkarmaya Çalışıyorlar

Ben hem kendimde, hem bu yakındaki Risale-i Nur talebelerinde, şuhur-u muharremeden sonra bir yorgunluk ve şevkte bir fütur görüyordum. Sebebini vâzıhen bilmiyordum. Şimdi, eskide söylediğim tahminî sebeb, hakikat olduğunu gördüm. Şöyle ki:

Nasıl maddî hava fena ise, fena tesir ediyor. Manevî hava da bozulsa, herkesin istidadına göre bir sarsıntı verir.

Güney Amerika Nur Hizmetleri | Mayıs 2022

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu

Türkiye'deki ve dünyanın muhtelif yerlerindeki bütün nur talebesi abi ve kardeşlerimize, dünyanın öbür ucu diyebileceğimiz Güney Amerika’dan binler selam ediyoruz.


Cenab-ı Allah’a binler hamdü senalar olsun ki, Üstadımızın duasının kabulü ve tezahürüne şahit olduğumuz, 2011 senesinde ilk tohumları atılan ve her geçen gün yeşeren ve kökleşen nurların intişarını kemal-i sürur ile müşahede ediyoruz.

Âhir Zamanda Kadınlar Taifesinde Hakaik-i İmaniye Ziyade İnkişaf Edecek

Âhir Zamanda Kadınlar Taifesinde Hakaik-i İmaniye Ziyade İnkişaf Edecek

(Kalblerine Yapışıyor)

Risale-i Nur'un neşrinde, mübarek hanımlar da ehemmiyetli fedakârlıklara mazhar olmuşlardır.

Hattâ Hazret-i Üstad'a gelip, "Üstadım! Ben efendimin göreceği dünyevî işleri de yapmaya çalışacağım; o senindir, Risale-i Nur'undur." diyen ve erkeklerinin Risale-i Nur hizmetinde çalışmalarına daha fazla imkânlar veren kahraman hanımlar görülmüştür.

Risale-i Nur'u yazan efendilerine geceleri lâmba tutarak, onların din, iman hizmetlerine canla başla iştirak etmişlerdir.

Leyle-i Kadir | Kadir Gecesi Sırrı

Leyle-i Kadr

Bu aşr-i âhir-i Ramazan'da her gece, hususan tek gecelerde Leyle-i Kadr'in bulunmak ihtimali kuvvetli olduğunu hadîs-i şerif ferman ediyor. Onun için Nurcular, o nur-u a'zamdan istifadeye çalışmak gerektir.

Emirdağ-1 – 245

 

Yarın gece Leyle-i Kadir olmak ihtimali çok kuvvetli olmasından bir kısım müçtehidler o geceye Leyle-i Kadr'i tahsis etmişler. Hakikî olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, inşâallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur.

Oruçtaki Açlıkla Tam Hissedebilirler (Zekat)

Oruçtaki Açlıkla Tam Hissedebilirler (Zekat)

Üçüncü Nükte:

Oruç, hayat-ı içtimaiye-i insaniyeye baktığı cihetle çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: İnsanlar, maişet cihetinde muhtelif bir surette halkedilmişler. Cenab-ı Hak o ihtilafa binaen, zenginleri fukaraların muavenetine davet ediyor. Halbuki zenginler, fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler.

Eğer oruç olmazsa, nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elîm ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez. Bu cihette insaniyetteki hemcinsine şefkat ise, şükr-ü hakikînin bir esasıdır. Hangi ferd olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir. Ona karşı şefkate mükelleftir. Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa, şefkat vasıtasıyla muavenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı yapamaz; yapsa da tam olamaz. Çünki hakikî o haleti kendi nefsinde hissetmiyor.

Hayvaniyetten Çık (Oruç)

Hayvaniyetten Çık (Oruç)

Ve keza insanın vücudunda birkaç daire vardır. Çünki hem nebatîdir, hem hayvanîdir, hem insanîdir, hem imanî. Tezkiye muamelesi bazan tabaka-i imaniyede olur. Sonra tabaka-i nebatiyeye iner. Bazan da yirmidört saat zarfında her dört tabakada muamele vaki' olur. İnsanı hata ve galata atan, bu dört tabakadaki farkı riayet etmemektir.

HULUSİ OK KİMDİR? Hatıraları

Hulusi Ok Ağabey Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Tarihçe-i Hayat'taki fotoğrafta Üstadın yanında sepet tutan Ağabey

Yarın (21.03.2022) öğle Cenaze namazı müteakip Kastamonu Tosyada kılınacak.

Cenabı Hak Ğariki rahmet eylesin, mekanı makamı Cennet olsun inşaallah AMİN.

HULUSİ OK KİMDİR?

Hulusi Ok Ağabey 1931 Kastamonu/Tosya doğumludur. Mesleği şoförlüktür.

Hulusi Ağabey 1957 yılında memleketi Tosya’da bir asker arkadaşı vesilesiyle Risâle-i Nur eserlerini ve Üstad Bediüzzaman ismini ilk defa duyar.

Leyle-i Beratın Bir Kandili

Leyle-i Beratın Bir Kandili

Meselâ:

ﻭَﻟﺎَ ﺭَﻃْﺐٍ ﻭَﻟﺎَ ﻳَﺎﺑِﺲٍ ﺍِﻟﺎَّ ﻓِﻰ ﻛِﺘَﺎﺏٍ ﻣُﺒِﻴﻦٍ ٭ ﻭَﻛُﻞَّ ﺷَﻲْﺀٍ ﺍَﺣْﺼَﻴْﻨَﺎﻩُ ﻓِٓﻰ ﺍِﻣَﺎﻡٍ ﻣُﺒِﻴﻦٍ ٭ ﻟﺎَ ﻳَﻌْﺰُﺏُ ﻋَﻨْﻪُ ﻣِﺜْﻘَﺎﻝُ ﺫَﺭَّﺓٍ ﻓِﻰ ﺍﻟﺴَّﻤٰﻮَﺍﺕِ ﻭَﻟﺎَ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽِ ﻭَﻟﺎَٓ ﺍَﺻْﻐَﺮُ ﻣِﻦْ ﺫٰﻟِﻚَ ﻭَﻟﺎَٓ ﺍَﻛْﺒَﺮُ ﺍِﻟﺎَّ ﻓِﻰ ﻛِﺘَﺎﺏٍ ﻣُﺒِﻴﻦٍ 

gibi âyetlerin ifade ettikleri ki: "Bütün eşya, bütün ahvaliyle vücuda gelmeden ve geldikten sonra ve gittikten sonra yazılıdır ve yazılır ve yazılıyor." demek olan hakikat-i âliyesine kanaat getirmek için Nakkaş-ı Zülcelal, rûy-i zeminin sahifesinde, her mevsimde, bâhusus baharda değiştirdiği nihayetsiz muntazam mahlukatın fihriste-i vücudlarını, tarihçe-i hayatlarını, desatir-i hareketlerini; çekirdeklerinde, tohumlarında, köklerinde manevî bir surette derc ve muhafaza ettiğini ve zevalden sonra semerelerinde aynen kalem-i kaderiyle, manevî bir tarzda basit tohumcuklarında yazdığını, hattâ her geçici baharda, yaş-kuru ne varsa, mahdud zerrecikler ve kemikler hükmünde olan tohumlarda, ölmüş odunlarda, kemal-i intizam ile muhafaza ettiğini nazar-ı şuhuda gösteriyoruz.

Leyle-i Regaib (En Mergub Meta)

Leyle-i Regaib (En Mergub Meta)

Hem görüyorsun ki; o zât her günde, o kıymetdar tezyinatın çoğunu tahrib eder. Yeni gelecek misafirlere, yeni tezyinatı icad eder. Bunu gördükten sonra hiç şübhen kalır mı ki: Bu yolda bu hanı yapan zâtın daimî pek âlî menzilleri, hem tükenmez, pek kıymetli hazineleri, hem müstemir, pek büyük bir sehaveti vardır.

Şu handa gösterdiği ikram ile, misafirlerini kendi yanında bulunan şeylere iştihalarını açıyor ve onlara hazırladığı hediyelere rağbetlerini uyandırıyor.

Kar'ı, Pek Bâridane ve Tatsız Telakki Ederler

Kar'ı, Pek Bâridane ve Tatsız Telakki Ederler

ﺭَﺑِّﻰ ﻭَﺍﺣِﺪٌ    Rabbim birdir.

Evet herkesin bütün saadetleri, bir Rabb-i Rahîm'e olan teslimiyete bağlıdır.

Aksi takdirde pek çok rablere muhtaç olur. Çünki insan, câmiiyeti itibariyle bütün eşyaya ihtiyacı ve alâkası vardır. Ve her şeye karşı (hissederek veya etmeyerek) teessürü elemleri vardır. Bu ise tam cehennem gibi bir halettir.

Fakat erbab tevehhüm edilen esbab yed-i kudretine bir perde olan Rabb-i Vâhid'e teslimiyet, firdevsî bir vaziyettir.

Son Şahitlerden Refet Kavukçu Ağabey Hayatı, Hatıraları

Son Şahitlerden Refet Kavukçu Ağabey Hayatı, Hatıraları

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin son şahitlerinden Erzincan'ın kadim Nur Talebelerinden Refet Kavukçu ağabeyimiz 26.06.2022 çarşamba sabah saatlerinde vefat etmiş.
Allah rahmet etsin Mekanı cennet olsun. Hepimizin başı sağolsun.
Üstadımıza ve Resulullah’a kavuştu. 60 küsur yılını Risalei Nur hizmetine verdi. Risalei Nur hizmetinde sebat ederek, çok sayıda insanın Risalei Nurla imanının kurtulmasına ve kuvvetlenmesine vesile oldu. Hattatlığını hakikatların Tebliğine vesile olarak kullandı.
Allah ondan ebediyyen razı olsun. İnna lillah ve inna ileyhi raciun.

En Esaslı Kuvvetimiz ve Nokta-i İstinadımız, Tesanüddür

En Esaslı Kuvvetimiz ve Nokta-i İstinadımız, Tesanüddür

Uhuvvet için bir düsturu beyan edeceğim ki;

o düsturu cidden nazara almalısınız.

Hayat, vahdet ve ittihadın neticesidir.

İmtizaçkârane ittihad gittiği vakit, manevî hayat da gider.

وَ لَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَ تَذْهَبَ ر۪يحُكُمْ

işaret ettiği gibi, tesanüd bozulsa cemaatın tadı kaçar.

Bahaneler İcad Ederek Dine Saldırmaktadırlar

Bahaneler İcad Ederek Dine Saldırmaktadırlar

İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez.

Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz.

Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.

İstiğfar Etmemek (Fitne-i Âhirzaman)

İstiğfar Etmemek

(Fitne-i Âhirzaman)

 Evet inkâr etmemek başkadır, iman etmek bütün bütün başkadır.

Evet kâinatta hiçbir zîşuur, kâinatın bütün eczası kadar şahidleri bulunan Hâlık-ı Zülcelal'i inkâr edemez. Etse, bütün kâinat onu tekzib edeceği için susar, lâkayd kalır. Fakat ona iman etmek: Kur'an-ı Azîmüşşan'ın ders verdiği gibi, o Hâlık'ı sıfatları ile, isimleri ile umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tövbe ve nedamet etmek iledir.

Şimdi En Esaslı Vazifemiz

Şimdi En Esaslı Vazifemiz 

Beşinci Mektub 

ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻪُ ﻭَﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻲْﺀٍ ﺍِﻟﺎَّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ

Silsile-i Nakşî'nin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbanî (R.A) Mektubat'ında demiş ki: "Hakaik-i imaniyeden bir mes'elenin inkişafını, binler ezvak ve mevacid ve keramata tercih ederim."

Hem demiş ki: "Bütün tarîklerin nokta-i müntehası, hakaik-i imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır."

İslâmiyette En Büyük Kebire Olan Riba; Şu Riba Taşını Altından Çeksen, Şu Zalim Medeniyet Kasrı Çökecektir

İslâmiyette En Büyük Kebire Olan Riba (faiz); 
Şu Riba Taşını Altından Çeksen, Şu Zalim Medeniyet Kasrı Çökecektir

(Bu derstteki bahisler; zahiren tekrar görünse bile hakikatte tekrar değildir;)

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَذَرُوا مَا بَقِىَ مِنَ الرِّبٰٓوا اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ‌

فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَاْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ۚ وَاِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُؤُ۫سُ اَمْوَالِكُمْۚ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ‌

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın.

Bunu yapmazsanız Allah ve resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin.

Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.” (Bakara Sûresi 278-279)

Hassalarını Topla, Çekirdeğini Ağaç Yap

Hassalarını Topla, Çekirdeğini Ağaç Yap

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Onuncu Şuâ namında, yazdığınız Fihriste'nin İkinci kısmı bana şöyle kuvvetli bir ümid verdi ki: Risale-i Nur benim gibi âciz ve ihtiyar ve zayıf bir bîçareye bedel, genç, kuvvetli çok Said'leri içinizde bulmuş ve bulacak. Onun için bundan sonra Risale-i Nur'un tekmil ve izahı ve haşiyelerle beyanı ve isbatı size tevdi' edilmiş tahmin ediyorum. Bir emaresi de şudur ki; bu sene çok defa ihtar edilen hakikatleri kaydetmek için teşebbüs ettim ise de çalıştırılamadım.

Cemal-i Zât, Cemal-i Esma, Cemal-i San'at, Cemal-i Masnuat Dahi, O Âyine-i Ahmediyede Görülür, Gösterilir

Mir'at-ı Muhammed'den Allah Görünür DAİM, 
Cemal-i ZÂT, Cemal-i Esma, Cemal-i San'at, Cemal-i Masnuat Dahi, O Âyine-i Ahmediyede GÖRÜLÜR, GÖSTERİLİR

Âyinedir bu âlem, her şey Hak ile kaim

Mir'at-ı Muhammed'den Allah görünür daim.

Barla - 67

 

Şu sırr-ı gamızın esası akrebiyet-i İlahiyenin inkişafıdır.

Meselâ: Güneş bize yakındır; çünki ziyası, harareti ve misali âyinemizde ve elimizdedir. Fakat biz ondan uzağız.

Mevlid-i Nebevî | Mevlid Kandili

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın doğumu hengâmında vücuda gelen hâdiseler

ÜÇÜNCÜ KISIM

İrhasattan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın veladeti hengâmında vücuda gelen hârikalardır ve hâdiselerdir. O hâdiseler, onun veladetiyle alâkadar bir surette vücuda gelmiş.

Hem bi'setten evvel bazı hâdiseler var ki, doğrudan doğruya birer mu'cizesidir. Bunlar çoktur. Numune olarak, meşhur olmuş ve eimme-i hadîs kabul etmiş ve sıhhatleri tahakkuk etmiş birkaç numuneyi zikredeceğiz:

Copyright © 2025 SaidNur.net | Gizlilik | Tüm Hakları Saklıdır.