Bir Ümmetin Destanıdır Çanakkale

Bir Destandır Çanakkale

Yıllar önce üniversite de okurken bir okul gezisinde Çanakkale’ye gitmiştim. Savaşın geçtiği yerleri görmek için çok sabırsızlanıyordum. Nihayet Çanakkale’ye vardık. Savaşın yaşandığı yerleri görünce  içimi büyük bir hüzün kapladı. O an kendimi savaşın yaşandığı anlarda hayal etmeye çalıştım. Çanakkale savaşı ölüm kalım savaşıydı. Bu savaş bir milletin değil bir ümmetin savaşıydı. Bu savaş kardeşliğin ve vefanın da en üst düzeyde yaşandığı bir destandı.
Evet bu savaş bir kardeşlik destanıydı. Bu cephede Türk, Arab, Kürt, Boşnak, Arnavut omuz omuza savaştı. Bir çoğu şehit düştü. Bunu şehitliğe vardığımızda daha net bir şekilde görmüştük.

Kureyş'in Başına Gelen Musibet Size de Gelmeden Müslüman Olun

ﻭﻋﻦ اﺑﻦ ﻋﺒﺎﺱ ﺭَﺿِﻰَ اﻟﻠّﻪُ ﻋَﻨْﻬُﻤﺎ ﻗﺎﻝ: ] ﻟﻤَّﺎ ﺃﺻَﺎﺏَ ﺭﺳُﻮﻝ اﻟﻠّﻪِ # ﻗُﺮَﻳْﺸﺎً ﻳَﻮْﻡَ ﺑَﺪْﺭٍ ﻭَﻗَﺪِﻡَ اﻟْﻤَﺪِﻳﻨَﺔَ ﺟَﻤَﻊَ اﻟْﻴَﻬُﻮﺩَ ﻭَﻗَﺎﻝَ: ﺃﺳْﻠِﻤُﻮا ﻗَﺒْﻞَ ﺃﻥْ ﻳُﺼِﻴﺒَﻜُﻢْ ﻣَﺎ ﺃﺻَﺎﺏَ ﻗُﺮَﻳْﺸﺎً ﻗَﺎﻟُﻮا ﻳَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪُ:  ﻳَﻐُﺮَّﻧَّﻚَ ﻣِﻦْ ﻧَﻔْﺴِﻚَ ﺃﻥْ ﻗَﺘَﻠْﺖَ ﻧَﻔَﺮاً ﻣِﻦْ ﻗُﺮَﻳْﺶٍ ﺃﻏْﻤﺎﺭاً َ ﻳَﻌْﺮِﻓُﻮﻥَ اﻟْﻘِﺘَﺎﻝَ ﺇﻧَّﻚَ ﻟَﻮْ ﻗَﺎﺗَﻠْﺘَﻨَﺎ ﻟَﻌَﺮَﻓْﺖَ ﺃﻧَّﺎ ﻧَﺤْﻦُ اﻟﻨَّﺎﺱُ ﻭَﺃﻧَّﻚَ ﻟَﻢْ ﺗَﻠْﻖَ ﻣِﺜْﻠَﻨَﺎ. ﻓَﺄﻧْﺰَﻝَ اﻟﻠّﻪُ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻓﻲ ﺫﻟِﻚَ: ﻗُﻞْ ﻟِﻠَّﺬِﻳﻦَ ﻛَﻔَﺮُﻭا ﺳَﺘُﻐْﻠَﺒُﻮﻥَ ﻭَﺗُﺤْﺸَﺮُﻭﻥَ ﺇﻟﻰ ﺟَﻬَﻨَّﻢَ ﺇﻟﻰ ﻗَﻮْﻟِﻪِ ﻓِﺌَﺔٌ ﺗُﻘَﺎﺗِﻞُ ﻓﻲ ﺳَﺒِﻴﻞِ اﻟﻠّﻪِ: ﺃﻯْ ﺑِﺒَﺪْﺭِ، ﻭَﺃﺧْﺮَﻯ ﻛﺎﻓِﺮَﺓٌ[. ﺃﺧﺮﺟﻪ ﺃﺑﻮ ﺩاﻭﺩ.

Hadisi Şerif:

Bediüzzaman Eleştirilebilir mi?

Teorik olarak evet, peygamberler dışındaki her insan eleştirilebilirdir ve eleştirilebilir olmalıdır.

Ben şahsen Bediüzzaman’ın ‘müsbet eleştiri’ye kapalı olabileceğini düşünüyorum iki sebeple Birincisi; yazdıklarının “meşhudatı” olması, ikincisi; söylediklerinin eşyanın hakikati ile mutabık ve makul olması.

Bedrin ve Çanakkale’nin Aslanları

Bu milletin nefs-i emmaresi olan talihsiz şairlerden biri şöyle demiş:

Din şehid ister, asuman kurban;
Her zaman, her taraf kan kan kan. (Tevfik Fikret)

Zavallı şair, bu iki mısrasıyla adetâ: “Din şehid olmamızı, Allah kurban kesmemizi istiyor. Her yerde, her zaman kan görüyoruz. Bıktık artık bu manzaralardan.” diyerek İslamiyet’e kinini kusmuş; İslamiyet’i gönderen Allah’a düşmanlığını ve inkârını ilan etmiştir.

Bu da şair, Mehmed Âkif Ersoy da şair. İkisi de bu ülkenin havasını teneffüs etmiş, suyunu içmiş, ama Âkif’ten nur, diğerinden kir akıyor. Birinden küfür ve cehennem çıkmış, birinden de iman ve cennet. Aynı suyu yılan içer zehir üretir, arı içer bal yapar.

Kıymeti Bilinmeyen Bir Kahraman: Seyid Onbaşı

Çanakkale Savaşı, bugün bile hakkı tam teslim edilemeyen bir zafer. Çünkü devrin süper güçlerinin hücumuna karşı, çoktan bitti sanılan bir devletin her zaman var olacağını anlattı, hâlâ da anlatıyor.
Eğitimci-yazar Vehbi Vakkasoğlu’nun, “Bir Destandır Çanakkale” adlı kitabı dedelerimizin kahramanlığını bize en iyi anlatan kitaplardan biridir.
İşte Vakkasoğlu’nun kitabında, Seyid Onbaşı’nın kahramanlığını anlattığı bölüm:

Çanakkale’de Şahlananlar

Çanakkale’de yaşananlar, sadece kuru bir “savaş” kelimesiyle açıklanamaz. Orada yaşananlara ancak bir milletin “şahlanışı” denilebilir. Osmanlı torunu yiğit Mehmetçikler, yüreklerindeki iman gücüyle dünyanın “Süper Güçler”ine meydan okumuşlardır.

Hz. Ali’nin, Hayber Kalesi’nin kapısını sökerken şahlanışı gibi şahlanmıştı Seyit Onbaşı
O şahlanışla 276 kiloyu sırtlanmıştı Müctecip Onbaşı…
O şahlanışın tesiriyle bir denizaltıyı, periskopundan, hem de top atışıyla yakalamıştı.

Bediüzzaman’ın Bitlis'i Savunması ve 30 Top..

Ruslar, Van ve Muş tarafını istila edip, üç fırka ile Bitlis'e hücum ettiği sırada, Bitlis Valisi Memduh Bey ile Kel Ali, Bedîüzzaman'a:
- Elimizde bir tabur asker ve iki bin kadar gönüllünüz var; biz geri çekilmeye mecburuz, dediler.

Bedîüzzaman onlara:

Allah Yolunda Öldürülenleri Sakın Ölü Zannetme!


ﺳْﻢِ ﺍﻟﻠّٰﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤٰﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣ۪ﻴﻢِ
ﻭَﻻَ ﺗَﺤْﺴَﺒَﻦَّ ﺍﻟَّﺬِﻳﻦَ ﻗُﺘِﻠُﻮﺍ ﻓِﻲ ﺳَﺒِﻴﻞِ ﺍﻟﻠّﻪِ ﺃَﻣْﻮَﺍﺗًﺎ ﺑَﻞْ ﺃَﺣْﻴَﺎﺀٌ ﻋِﻨْﺪَ ﺭَﺑِّﻬِﻢْ ﻳُﺮْﺯَﻗُﻮﻥَ

ŞEHİTLİK ve ÇANAKKALE ZAFERİ

Muhterem Müslümanlar!
Yüce Dinimiz İslam, vatan sevgisini imanın bir parçası saymış vatan savunmasının da bizler için mukaddes bir görev olduğunu telkin etmiştir.
Değerlerimizi ve mukaddesatımızı korumak için canlarını ortaya koyan şehit ve gaziler de Yüce Rabbimiz ve Sevgili Peygamberimiz tarafından övülmüştür.

Gençlik Ni'metini İstikamette Sarfetmek

Gençlik Rehberi'nde izah edildiği gibi; gençlik hiç şübhe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata -istikamet dairesinde- sarfetse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semavî fermanlar müjde veriyorlar.

Said Nursi Hazretlerinin İfadesiyle Hapishane Günleri

Madem ki, nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said feda olsun. Yirmisekiz sene çektiğim eza ve cefalar ve maruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helâl ettim.
Madem ki, nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said feda olsun. Yirmisekiz sene çektiğim eza ve cefalar ve maruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helâl ettim.

Hapishane günlerini ve o zamanın acı hatıralarını Bediüzzaman şöyle anlatmaktadır:

Müslüman Âilesini Eğitmesi İçin Önce Kendisini Eğitmeli

Binanın inşasının çatıdan değil temelden başlandığı gibi, kurulan âile yuvasından beklenen neticeyi almak ta yetişen nesli sağlam eğitmeye bağlıdır.
Sağlam eğitilmiş fertlerden teşekkül eden toplumlardan meydana gelen devlet, uzun yıllar ayakta durma gücüne sahip olur.

Yeşilay'ın Kuruluşu ve Bediüzzaman


Babrâli'deki Nallı Mescid yanındaki binada Matbuat Cemiyeti, yani bugünkü adı ile Gazeteciler Cemiyeti bulunuyordu.

5 Mart 1920'de istanbul mütarekenin acı günlerini yaşıyor. Avrupa ve Amerika'dan fıçılarla getirilen alkollü içkiler istanbul'un hem ciğerini, hem de beynini yakıyordu.

İşte bu acı günlerde mezkûr binada "Hilâl-i Ahdar" yani, Yeşilay Cemiyeti kuruldu.

CİN İLE İNSAN EVLENEBİLİR Mİ? | Cinlerle Alakalı Merak Edilen Sorular


Öteden beri cinler, hangi kültür ve dinden olursa olsun insanlar için merak konusu olmuşlardır.
Cinlerin mahiyetleri nasıldır?
Cinler ne yer, ne içerler?
Cinler, nerede yaşarlar?
Cinler evlenip çoğalırlar mı?
Cinlerin insanlara zararları dokunur mu? vs...
Bu yazımızda cinlerle alakalı çok merak edilen soruların cevaplarını vermeye çalışacağız.

CİNLERİN ŞERRİNDEN NASIL KORUNABİLİRİZ?

Aleyhissalâtu Vesselâm: "Ümmü Eymen Annemden Sonra Annemdir"

Hadis-i Şerif:

ﻋﻦ ﺃﻧﺲ ﺭَﺿِﻲَ اﻟﻠّﻪُ ﻋَﻨْﻪ ﻗﺎل:
 ﻗَﺎﻝَ ﺃﺑُﻮ ﺑَﻜْﺮٍ ﻟِﻌُﻤَﺮَ ﺭَﺿِﻲَ اﻟﻠّﻪُ ﻋَﻨْﻬﻤﺎ، ﺑَﻌْﺪَ ﻭَﻓَﺎﺓِ ﺭَﺳُﻮﻝِ اﻟﻠّﻪِ #: اﻧْﻄَﻠِﻖَ ﺑِﻨَﺎ اﻟﻰ ﺃُﻡِّ ﺃﻳْﻤَﻦَ ﺭَﺿِﻲَ اﻟﻠّﻪُ ﻋَﻨْﻬﺎ ﻧَﺰُﻭﺭُﻫَﺎ ﻛَﻤَﺎ ﻛَﺎﻥَ ﺭَﺳُﻮﻝُ اﻟﻠّﻪِ # ﻳَﺰُﻭﺭُﻫَﺎ. ﻓَﻠَﻤَّﺎ ﺃﺗَﻴَﺎ ﺇﻟَﻴْﻬَﺎ ﺑَﻜَﺖْ.
ﻓﻘَﺎَ ﻟَﻬَﺎ: ﻣَﺎ ﻳُﺒْﻜِﻴﻚِ؟ ﺃﻣَﺎ ﺗَﻌْﻠَﻤِﻴﻦَ ﺃﻥَّ ﻣَﺎ ﻋِﻨْﺪَ اﻟﻠّﻪِ ﺧَﻴْﺮٌ ﻟِﺮَﺳُﻮﻝِ اﻟﻠّﻪِ، ﻗَﺎﻟَﺖْ: ﺑَﻠﻰ ﺇﻧِّﻰ ‘ﻋْﻠَﻢُ ﺃﻥَّ ﻣَﺎ ﻋِﻨْﺪَ اﻟﻠّﻪِ ﺧَﻴْﺮٌ ﻟِﺮَﺳُﻮﻝِ اﻟﻠّﻪِ، ﻭَﻟﻜِﻦْ ﺃﺑْﻜِﻰ ﺃﻥَّ اﻟْﻮَﺣْﻰَ ﻗَﺪْ اِﻧْﻘَﻄَﻊَ ﻣِﻦَ اﻟﺴَّﻤَﺎءِ، ﻓَﻬَﻴَّﺠَﺘْﻬُﻤَﺎ ﻋَﻠﻰ اﻟْﺒُﻜَﺎءِ، ﻓَﺠَﻊََ ﻳَﺒْﻜِﻴَﺎﻥِ ﻣَﻌَﻬَﺎ.
ﺃﺧﺮﺟﻪ ﻣﺴﻠﻢ.

Hz. Ömer, Resulullah (sav)'ın vefatından sonra, Hz. Ebu Bekr (ra)'e:
"Gel beraber Ümmü Eymen (ra)'e gidip ziyaret edelim, tıpkı Aleyhissalatu Vesselam'ın onu ziyaret ettiği gibi" dedi ve gittiler.

Kendi Sözünün Haklı Çıktığına Sevinen, İnsafsızdır

Ehl-i hak ve hakikatın ihtilaf ve rekabetleri, kıskançlıktan ve hırs-ı dünyadan gelmediği gibi; ehl-i dünyanın ve ehl-i gafletin ittifakları dahi, civanmerdlikten ve ulüvv-ü cenabdan değildir.

Belki ehl-i hakikat, hakikattan gelen ulüvv-ü cenab ve ulüvv-ü himmet ve tarîk-ı hakta memduh olan müsabakayı tam muhafaza edemediklerinden ve nâehillerin girmesi yüzünden bir derece sû'-i istimal ettiklerinden; rekabetkârane ihtilafa düşüp hem kendine, hem cemaat-ı İslâmiyeye ehemmiyetli zarar olmuş. Ehl-i gaflet ve ehl-i dalalet ise, meftun oldukları menfaatlerini kaçırmamak ve menfaat için perestiş ettikleri reislerini ve arkadaşlarını küstürmemek için, zilletlerinden ve nâmerdliklerinden, hamiyetsizliklerinden; mutlak arkadaşlarıyla, hattâ denî ve hain ve muzır olsalar dahi, hâlisane ittihad.. hem menfaat etrafında toplanan ne şekilde olursa olsun şerikleriyle samimane ittifak ederler. Samimiyet neticesi olarak istifade ederler.

Evimin KADINI, Çocuğumun ANNESİ Olmanı istiyorum

Evimin KADINI, Çocuğumun ANNESİ Olmanı istiyorum

YAŞANMIŞ BİR OLAY

Bundan 8-10 sene kadar önce. İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun ve Hakimlik hakkını elde etmiş mütedeyyin bir kardeşimiz Güneydoğu Bölgemizde bir İlçe’ye tayin edilir.

Bir müddet sonra bir izin döneminde İstanbul’a gelir. Ve İstanbul’da tanıdığı ağabeylerine, “Benim Orada bekar olarak hayatımı sürdürmem zor, Onun için evlenmek istiyorum bana bu konuda yardımcı olun, uygun bir aday bulursanız memnun olurum” der.

Said Nursi Hazretlerinin, Sultan 2. Abdülhamid Han Hakkında ki Görüşleri

1952 senesinde İstanbul'da Nur talebesi bir muallimin zihnini meşgul eden, Üstad Bediüzzaman hazretlerinin 2. Meşrutiyyet sıralarında, Sultan Abdülhamid'le macerasını ve Üstad'ın o sıra neşretmiş olduğıı nutuk ve makalelerindeki bazı ifadelerini, sair hürriyetperverler gibi Bediüzzaman'ın da bir i'tirazı, bir hücumu manasında anlaması üzerine; Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri bu konuda talebelerine bir yazının ana hatlarını dikte ettirmiş ve bir lahika olarak o zamanlar hem eski harfle hem de yeni harfle teksir ettirerek neşrettirmişti. O Mektubu aynen buraya alıyoruz.

Nur Talebeleri Asayişçidirler

Said Nursi'nin o kadar takib, tevkif, muhakeme, hapis, zindan, sürgün, tecrid, zehirlenme, i'dam sehpaları ve daha akl u hayale gelmeyen nice bin zulüm ve işkencelere karşı tahammülü ve maddî kuvvetle ve menfî cihette mukabele etmemesinin hikmeti nedir?

Ahirette Herkes Ağıt Yakacak

Zülkarneyn Aleyhisselâm ordusuyla gece yolda giderken ordusuna:
- Ayağınıza takılan şeyleri toplayın, diye emir verir.

Said Nursî'nin Defterinde Yazmış Olduğu 33 Hadis-i Şerif

Otuz üç Hadis-i Şerif

Belki bir çoğunuzun ilk defa okuyacağı bu bilgiyi istifadenize sunuyoruz. çok ilginç ve bir o kadarda gizemli Hadis-i Şerifler var. "arif olana bir işaret yeter" sevgi ve dua ile...

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, 3. Defa girdiği Afyon Medrese-i Yusufiyyesinde, şu gelen 33 hadis-i şerifeyi kendi evrak defterinde yazmış, bilahare bazı Nur talebeleri de, kendi defterlerinde kaydetmişler.

Hastalar ve Hastalıklar...

Aziz ve muhterem Müslümanlar!

Yeryüzünde yaşayan insanların onda birini musibetzedeler ve hastalar teşkil eder.
...
Hastalara hakikî teselli kaynağı îmandır. İmanlı hastalar îmanın verdiği teselli kuvvetiyle, nuruyla hastalığın âhirete ait sevabını düşünür, sabreder, şükreder, dua edip yalvarır. Allah'tan afiyet ister.

Veysel Karani'in Münacatı

Allah'ım!

Bizi, dünyada Senin muhabbetinle ve bizi Sana ve Senin emrettiğin şekilde istikamete yaklaştıracak şeylerin muhabbetiyle, âhirette de rahmetin ve rüyetinle rızıklandır.

Medrese Talebelerinin Mitingi (1909)

27 Şubat 1909 Cumartesi - Beyazıt'ta Medrese talebelerinin bir miting tertiplemeleri ve Bediüzzaman’ın kargaşayı önlemesi

Televizyonsuz Ev Mi Olur?

Bazen evimizde ağırladığımız dostlarımız evde televizyon olmadığını görünce şaşkınlıkla sorarlar, ‘aaa sizde televizyon yok mu?’ diye… ‘Evet bizde televizyon yok’ deriz. ‘E peki ne yapıyorsunuz evde’ diye gelir sorunun devamı…

Bizde uzun uzun anlatırız neler yaptığımızı… Yakın zamanda bir dostumuz da ‘bu yaptıklarınızı kaleme alsanız ya’ deyince bizde bir nevi sosyal sorumluluk projesi algılayıp ailece oturup bu yazıyı kaleme aldık.

PUT KIRMAK POT KIRMAK Meselesinin Belgelerle Izahı

Bediüzzaman Hazretleri’nin de arzusu olan “Risale-i Nurlar’ın devlet eliyle basılması” müjdesini, malum medya önceleri “Risaleler yasaklanıyor” şeklinde ilan etmişti.

Hayır, Devlet Risaleleri yasaklamıyor, bilakis tahrifat ve sadeleştirmeye karşı koruma altına alıyordu. Bu sefer “Devlet Risaleleri tekeline alınıyor” denildi. Hayır; Devlet Risaleleri tekeline değil; himayesine alıyordu. Hem Diyanet, hem de -aslına sadık kalmak şartıyla- isteyen herkes neşredebilecekti. Şimdi de “Diyanet Risaleleri tahrif ediyor” şeklinde cerbezeye başlandı.

Namaz Tesbihatının Fazileti

Namaz Tesbihatının Faziletine ait Isparta'ya gönderilen bir mektubdur

Bugünlerde ince bir mes'ele kalbime geldi. Vaktinde kaleme alamadım. Vakit geçtikten sonra o ehemmiyetli hakikate bir işaret ederiz:

Kardeşlerimizden birisinin namaz tesbihatında tekâsülüne binaen dedim:

Ayet ve Hadislerde ANNE HUKUKU


Hadis-i Şerif:

ﻋﻦ ﺃﺑﻰ ﻫﺮﻳﺮﺓ ﺭﺿﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻨﻪ ﻗﺎﻝ: ]ﺟَﺎءََ ﺭَﺟُﻞٌ ﻓﻘﺎﻝَ ﻳَﺎ ﺭَﺳُﻮﻝُ اﻟﻠّﻪِ: ﻣَﻦْ ﺃﺣﻖُّ اﻟﻨّﺎﺱِ ﺑِﺤُﺴﻦِ ﺻﺤﺎﺑﺘِﻰ؟ ﻗﺎﻝ ﺃﻣُّﻚَ، ﻗﺎﻝ ﺛﻢ ﻣﻦ؟ ﻗﺎﻝ ﺃﻣﻚ، ﻗﺎﻝ ﺛﻢّ ﻣﻦ؟ ﻗﺎﻝ ﺃُﻣُّﻚَ ﻗﺎﻝَ ﺛُّﻢَّ ﻣَﻦْ ؟ ﻗﺎﻝَ اَﺑُﻮﻙَ[. ﺃﺧﺮﺟﻪ اﻟﺸﻴﺨﺎﻥ.ﻭﻓﻲ ﺃﺧﺮﻯ: ﻗﺎﻝ ﺃﻣّﻚَ ﺛﻢّ ﺃﻣّﻚَ ﺛﻢّ ﺃﺑﺎﻙَ ﺛﻢّ ﺃﺩﻧﺎﻙَ ﺃﺩﻧَﺎﻙَ، ﻫﺬَا ﻟﻔﻈﻬُﻤﺎ.ﻭﺯاﺩ ﻣﺴﻠﻢ: ﻓﻘﺎﻝ ﻧﻌﻢْ ﻭﺃﺑﻴﻚَ ﻟﺘﻨﺒﺄﻥّ.

Bir adam gelerek:
"Ey Allah'ın Resulü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaade kim hak sahibidir?" diye sordu.

Acaba Annemizi Yeteri Kadar Seviyormuyuz?

Anneni seviyor musun?

Annene nasıl davranıyorsun?

Anneni seviyorsan bu yazıyı okumaya devam et…

Bir insan için bundan daha güzel ne olabilir:

Yeni bir Mersedes arabaya, süper bir villaya, güzel bir eşe sahib olmak, bunlar çok iyi, Fakat bunlardan daha güzeli insanın annesinin yanında olması ve onu her sabah öperek ” Allah senden razı olsun anne” demesidir…

Aile Hayatı Müslümanın Küçük Bir Cennetidir



İnsanın hususan Müslüman’ın tahassüngâhı (sığınağı) ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası âile hayatıdır. (24.Lema, 2.Nükte)



Nev’-i beşerin hayat-ı dünyeviyesinde en cem’iyetli merkez ve en esaslı zenberek ve dünyevî saâdet için bir Cennet, bir melce, bir tahassüngâh ise; âile hayatıdır. Ve herkesin hanesi, küçük bir dünyasıdır. (9.Şua)

Vefâ Gibi Ağır Bir Yük

Cenab-ı Hakk’ın bir ismi de “Vefiyy”dir. Bu kelime, çok vefalı, sözünde duran ve sözünün eri mânalarına gelir. Cenab-ı Hak “Size ettiğim nimetini hatırlayın. Bana verdiğiniz söze vefalı olunuz ki, Ben de size karşı ahdimi yerine getireyim.” (Bakara Suresi, 2/40) buyuruyor. Necm Suresi’nde ise, “O çok vefalı İbrahim” (53/37) buyruluyor.

Risale-i Nur Android Mobil Uygulaması

Bu uygulama Rnk Neşriyat tarafından hazırlanmış olup değerli kardeşlerimizin hizmetine ücretsiz olarak sunulmuştur.

Android mobil uygulamasını ücretsiz indirmek için..

Peygamberimizin (s.a.v.) Ümmetine Olan Sevgisi

Peygamberimiz'i (asm) Gamlandıran Şey!

Bir gün Hazret-i Fahr-i Alem (S.A.V.) Efendimiz, Ebu Zerr’i Gıfari (R.A.)’a buyurdular ki:

— Yâ Ebâ Zerr Allah güzeldir, güzeli sever. Benim niçin gamlandığımı ve düşündüğümü ve neye müştak olduğumu biliyormusun, yâ Ebâ Zerr?

Günahı Göz İşlerse de, Belâsını Gönül Çeker

Risâle-i Nur talebelerinden bir genç hâfız, pek çok adamların dedikleri gibi dedi :

"Bende unutkanlık hastalığı tezayüd ediyor, ne yapayım?"
Ben de dedim :

Büruc Suresinden İsrail Ve Filistin'e Bakış

İsterdim ki ibret alınsın, isterdim ki tarih tekerrür etmesin ve isterdim ki ben bu yazıyı ikinci kez yayınlamak mecburiyetinde kalmasaydım.

Bu gün sabah namazının farzını kılarken ilk rekatında zamm-ı sure olarak Bürüc suresini okudum. Okurken manasını düşündüm, dikkatle baktım -aman Allahım- Büruc suresi günümüzü anlatıyor, Ortadoğu ve İslam coğrafyasının başına gelenleri anlatıyor, dedim, aklıma ve tefekkür alemime düşenleri okurlarımla paylaşmak için bilgisayarımın başına geçtim. Yazmaya başladım.

Mehmed Kırkıncı Hoca’nın Hatıralarında Ağabeyler


Orhan Bey’le ilgili bir hatıramı anlatmak isterim.

Birlikte bulunduğumuz bütün meclislerde Üstad’ımız’ın hizmetinde bulunan Bayram Ağabey, Sungur Ağabey, Tahiri Ağabey gibi zatlara fevkalade hürmet göstermem, Orhan Beyin nazar-ı dikkatini çekmiş. Bir defasında benim hocalık sıfatımla beraber ağabeylere gösterdiğim aşırı hürmetten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ben de:

İman Hizmetinin Kıymet Ve Ehemmiyeti!


Kardeşlerim!
Risale-i Nur hizmeti bizi bencillikten ve beni ısırmayan yılan bin yıl yaşasın gibi insanlıkla bağdaşmayan sözlerden uzak tutar. Hatta Nur talebesinin birinci vazifesi başta kendisinin imanını, sonra başkasının imanını kurtarmak bilir.

Uzaktan Kumandayı Yakından Kumanda Etmek

Bu ülkede çocukların en çok nerede, ne tarafından kötüye kullanıldığı sorusu sorulsa, kimsenin tahmin edemeyeceği bir cevap çıkar ortaya: Televizyon. Evet, televizyon.
Çocuklar, en çok karşısında durdukları, sesini, rengini hayatlarının ilk yıllarından itibaren yanlarında hissettikleri televizyon görüntüleri sayesinde suistimale uğruyorlar. Bu suistimalin de en çarpıcı yanı, çocukların kendi evlerinde, kendi ana-babalarının gözü önünde, hatta bizzat onlar tarafından icra ediliyor olmasıdır.

Neden, Îmanın Bir Şartını İnkâr Eden Kâfir Olur, Kabul Etmeyen İslâmiyetten Çıkar?


Elcevab:
İman altı rüknünden çıkan öyle bir vahdanî hakikattır ki, tefrik kabul etmez. Ve öyle bir küllîdir ki, tecezzi kaldırmaz. Ve öyle bir külldür ki kabil-i inkısam olmazlar. Çünki herbir rükn-ü imanî, kendini isbat eden hüccetleriyle sair erkân-ı imaniyeyi isbat eder. Herbiri herbirisine gayet kuvvetli bir hüccet-i a'zam olur. Öyle ise bütün erkânı, bütün delilleriyle sarsmayan bir fikr-i bâtıl, hakikat nazarında bir tek rüknü, belki bir hakikatı ibtal edip inkâr edemez. Belki adem-i kabul perdesi altında gözünü kapamakla, bir küfr-ü inadî yapabilir. Gitgide küfr-ü mutlaka düşer, insaniyeti mahvolur. Hem maddî, hem manevî Cehennem'e gider. İşte biz bu makamda, gayet muhtasar işaretlerle ve Meyve Risalesi'nde haşrin isbatında, sair erkân-ı imaniye haşri de isbat ettiklerini kısacık hülâsalarla beyanı gibi, bu makamda dahi mücmel fezleke ve muhtasar hülâsalarla -Cenab-ı Hakk'ın inayetiyle- bu nükte-i a'zam altı noktada beyan edilecek.

Öcüleştirme Sırası Nurculara mı geldi?

Abdurrahim Karslı kardeşimiz, bir parti kurmuş.

Genel başkan olarak verdiği ilk röportajında da nurculara verip veriştirmiş. Elbette haklı tarafları varmama onun böyle bir çıkışla gündeme gelmesi, beni ciddi endişelendirdi. Çünkü Nurcuları gözden düşürmemplanının öteden beri var olduğunu biliyorum. Ben o çıkışı, birilerinin düğmeye basması gibi algıladığım için bu yazıyı yazma gereği duydum!

Ahirzaman Alametleri

Peygamberimiz a.s.m. bazı Hadislerinde ümmetinin ömrünün bin beş yüz seneyi geçmeyeceğini söylüyor. Ve ahirzamanın son safhasında da yaşanacak kıyamet alametlerini sıralıyor.

Aşağıdaki yazıda, Peygamber Efendimiz a.s.m. 14 asır önce haber verdiği bu alametler acaba çıktılar mı yoksa hala mı çıkmadılar?…

Oku ve Düşün

Oku ve düşün, cahil kalmamak için,
Oku ve düşün, gafil olmamak için,
Oku ve düşün, şeref kazanman için,
Böylece, bütün hayatın bayram olur.

Üzülme Allah Bizimle Beraberdir!


La Tahzen! İnnALLAHE-l meane!

Asırlar öncesinden, hicretin en can alıcı noktasında, sevr mağarasından tüm insanlığa bir teselli mesajı yükseldi:
"Üzülme, Allah bizimle beraberdir."

Pekiyi, sadece Hz. Ebu Bekir’e miydi bu teselli?.. Sadece müşriklerin şerrinden sığınmak için mıydı?..

Kötülük Edene İyilik Edeceksin!

Bir gün altı insanın yolu bir yerde kesişti. Birbirlerini daha önceden tanımıyorlardı. İlk defa ve mecburen bir arada olmaları gerekiyordu. Tehlikeli bir yolculuğun hiç beklenmedik durağında durmuşlardı. Bindikleri araç arızalanmış, yolda kalmışlardı. Soğuk ve karanlıktı. Hepsi bir ateşin etrafında toplanmış, ısınmaya ve gecenin karanlığını dağıtmaya çalışıyorlardı. Biricik ateşleri sönmek üzereydi. Alevler cılızlaştıkça karanlık derinleşti. Yüzlerine çarpan sıcaklık hızla azalmaya başladı. Herkesi yalnızlaştıran ve çaresizleştiren karanlığı ve soğuğu daha derinden hissetmeye başladılar.

Batı Dünyasına Önderlik Yapmış Olan Aydınların Gözüyle Hz. Muhammed (s.a.v)



Almanya’nın yetiştirdiği en büyük aydınlarından olan ve buradaki en büyük üniversiteye ismi verilen ünlü filozof GOETHE'nin beyanatı:
"Biz Avrupa milletleri, bütün medeni imkanlarımıza rağmen Hz. Muhammed'in (s.a.v) son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki hiç kimse, O'nu geçemeyecektir." (GOETHE)

Resulümden Haber Var Mı?

Resulümden Haber Var mı?

Hoş geldin ey Bad-i Saba!
Resulümden haber var mı?
Seninle selam göndersem,
Acaba işe yarar mı?

Dinle Ey Şakird

Dinle Ey Şakirt
Bir din kardeşinin sana anlatacakları var.

Biliyorum dinlemek istemiyorsun. Söyleyeceklerime peşinen 'yanlış, iftira, yalan' diye bakacaksın. Beni 'Cemaat düşmanı', 'Hocaefendi düşmanı' olarak görüyorsun muhtemelen. Bu yüzden söyleyeceğim her şeyi peşinen reddedeceksin farkındayım.

Alışveriş Merkezleri ve Yakan Gözler!


1985 yılında Kuveyt'e geldiğimizde, bugünkü gibi büyük alışveriş merkezleri yoktu. Sadece, mahalle sakinlerinin kendi mıntıkalarında kooperatif ortaklığı şeklinde kurmuş oldukları büyük marketler ve şehir merkezinde bulunan bildiğimiz tipte mağaza ve çarşılar mevcuttu. Bunlardan başka, Kuveyt'in en eski pazar yeri olan Mubârekiye'de, satıcıları yüzleri peçeli bedevî kadınlardan oluşan "Suuk el- Harîm / Kadınlar çarşısı" vardı. Bu kadınlar yerlere otururlar ve önlerine açmış oldukları sergilerde, kına, sabun, lif, buhur, tarak, misvak gibi şeyler satarlardı. Son yıllarda ise, tüm dünyayı saran "Mall / Alışveriş Merkezleri" modasına Kuveyt de uydu ve Şark, Avinues, 360, Raya, Marina ve Kût gibi bir çok yer açıldı.

Hayatını Davasına Adayan Adam

'Sır kapı'lık olaylar dizisi diye tarif edilen avukat Bekir Berk'in yaşadığı yüzlerce olaydan birkaç özet arz ediyoruz ki, bu hizmet insanının fedakarlığı nerelere kadar varmış daha net anlayalım :

Copyright © 2025 SaidNur.net | Gizlilik | Tüm Hakları Saklıdır.